Süperego baskın olursa ne olur ?

Emel

Global Mod
Global Mod
Süperego: Her Şeyin Bazen Fazlası Zararlıdır!

Herkese merhaba forumdaşlar! Bugün, psikolojinin biraz karanlık ama bir o kadar da komik köşelerinden birine dalıyoruz: Süperego! Adını duyduğunuzda biraz tuhaf ve ciddiyet içinde kalmış bir şey gibi gelebilir, ama hadi bakalım, biraz mizah katmak işimizi kolaylaştıracak. 😊

Süperego’nun ne olduğunu bilmeyen var mı? Elbette yok, ama gelin hep birlikte bu bilinçaltı kurtarıcısını, hem de herkesin hayatını bir şekilde etkileyen psikolojik bir dostumuzu bir inceleyelim. Özellikle de ne zaman fazlası zarar olmaya başlar, ondan bahsedelim. Tıpkı çok fazla pasta yediğinizde bir süre sonra midenizin size "Yeter!" demesi gibi… Ama biraz daha derin!

Şimdi gelelim meseleye: Süperego bazen o kadar güçlü oluyor ki, insanı bir gün normal hayatta fırçalayabilecek en kötü versiyonuna dönüştürebiliyor. Yani bir nevi, "Bunu yapmamalısın!" diyen iç ses, bazen "Bunu kesinlikle yapmamalısın!" seviyesine çıkabiliyor. Peki, bu durumda ne olur? Gelin birlikte göz atalım!

Süperego ile Tanışın: Kuralcı, Katı, Ama İçtenlikle Güzel!

Süperego, psikolojide bizlere Sigmund Freud’un teorileriyle tanıtılan bir kavramdır. Kendisi, insanın içindeki ahlaki değerleri ve toplumun kabul ettiği normlara sadık kalma arzusunu temsil eder. Kısacası, Süperego'nun görevi, insanların dürtülerini kontrol altında tutmak ve onları “iyi” insan olma yolunda eğitmek. Ama her şeyde olduğu gibi, ölçüyü kaçırmak bu durumda da sorun yaratabilir.

Bir tarafta doğruyu yapmak, "toplum kurallarına" uymak çok güzel, değil mi? Fakat işte, bu kurallar hayatın her alanına aşırı derecede yayıldığında, insanın kalbi yerinden fırlayacak gibi oluyor. Çünkü hayatta bazen "ne olursa olsun" demek gerekebiliyor. Yani, biraz da keyfini çıkarmak lazım! 🎉

Erkekler ve Süperego: Problem Çözme mi, İçsel Savaş mı?

Şimdi bir erkek bakış açısını ele alalım. Erkeklerin genellikle stratejik bir düşünme tarzları vardır. Onlar için "problem çözme" bir tutku olabilir. Durum böyle olunca, Süperego’nun baskın olduğu bir erkek, sürekli olarak her şeyi kontrol etmeye ve doğru çözümü bulmaya odaklanır.

Mesela diyelim ki, bir arkadaşınız size sürekli olarak, "Bu hatayı yapma, bunu yapma, yanlış yapıyorsun!" diyor. İşte o zaman, "Tamam da kardeşim, sen çözüm önerme, ben hallederim!" gibi bir tepki verebilirsiniz. Süperego'nun o sürekli "doğru yapmalısın" baskısı, adeta erkeğin kafasında bir askeri komutan gibi "devam et, yap, doğru olanı yap!" diye bağırırken, o kişi çözüm aramak yerine durup, "Aman Allah'ım, bu kadar mı fazla!" diye kendi içine savaş açabilir. 😅

Bir erkek, Süperego baskısının bu kadar arttığı noktada, bazen "mükemmel olmak" gibi bir duruma gelir ki, gerçek hayatta kimse mükemmel olamaz. Sonuç olarak, biraz eğlenceye, biraz rahatlamaya ihtiyacımız olduğu unutulur. Kendi “doğru” fikirlerimize o kadar sıkı sarılırız ki, yanlış yapmaktan korkarız. Hani, kaygıdan dolayı pizza almak yerine sadece salata siparişi verirken, aslında o pizzanın muazzam lezzetini kaçırmış olabiliriz.

Kadınlar ve Süperego: Empati, İlişki ve İçsel Bir Harmoni Arayışı!

Bir de kadınlar var, tabii! Kadınlar Süperego ile karşılaştığında işler biraz daha empati dolu bir hal alır. Kadınların Süperego baskısı, genellikle başkalarının duygularını düşünme ve ilişkileri yönetme üzerine kurulur. Yani, "Sana öyle davranmamam gerekirdi, üzülmedin mi?" sorusunu kendilerine sürekli sorar ve başkalarına göre şekil alırlar.

Kadınların bu durumları daha çok ilişki odaklıdır. Onlar, Süperego'nun doğru davranmayı değil, "doğru ilişkiyi kurmayı" esas alır. Bu da bazen, "Ben şimdi ne yapıyorum? Herkes mutlu mu? İyi hissediyorlar mı?" gibi sorulara dönüşebilir. Süperego'nun baskın olduğu bir kadının aklında, sürekli başkalarının hislerini ve duygularını düşünmek vardır.

Fakat bu da bazen, “Herkesin istekleri ne, bunları nasıl karşılarım?” diye kaygıya kapılmasına neden olabilir. "Aman, belki biraz da kendimi düşünüp, kendimi sevsinler!" düşüncesi bir süre sonra kafasında yankılanmaya başlar. Bu noktada Süperego'nun sınırları zorlandığında, kadınlar da bazen "kendini bir kenara bırakmayı" tercih edebilirler.

Ve tabii, o kadınlar bir gün mükemmel olma baskısını biraz hafifletip, bir tatlı kaçamağı yapıp, bir kahve içmeye karar verirler. O noktada, Süperego’nun sesini duymazlar, çünkü ruhlarını dinlendirmek adına "ben de insanım" derler. ☕

Süperego Fazla Baskın Olursa Ne Olur?

Sonuç olarak, Süperego fazlasıyla baskın olursa, hayatınız bir tür "kendini kısıtlama" ve "toplum normları" tuzağına dönüşebilir. Ancak, her iki cinsiyetin de farklı yaklaşımlarla durumu kendi içlerinde dengelemesi gerekmektedir.

Bazen yapılması gereken şey; durup, derin bir nefes alıp, kendinize bir izin vermek! Süperego'nun mutlak iyilik ve doğruluk anlayışını her zaman kabul etmek, hayatı bir miktar renksizleştirebilir. Eğlenceli anlar ve spontane anlar kaybolabilir. Hadi gelin, hep birlikte biraz eğlenelim, Süperego’yu arka plana alıp, kahkahalarla konuşalım. Sonuçta, hepimiz insanız, değil mi? 🧠💥

Sizce Süperego’nun sınırlarını aşmak bazen gerekli mi? Kendinizi hangi durumlarda "fazla doğru" hissettiniz? Yorumlarda buluşalım!