Fırat Üniversitesi Kütüphanesine kimler girebilir ?

Emel

Global Mod
Global Mod
Fırat Üniversitesi Kütüphanesine Kimler Girebilir?

Sıcak Bir Merhaba ve Kütüphane Merakı

Selam forumdaşlar 🌿

Geçen hafta Fırat Üniversitesi kampüsünde dolaşırken, eski taş binanın yanındaki cam cepheli büyük yapıya gözüm takıldı: Fırat Üniversitesi Merkez Kütüphanesi. Güneşin ışıkları camlara vururken içeriden öğrencilerin sessizce çalıştığını gördüm. İçimde bir merak doğdu: “Acaba buraya kimler girebilir?” Sadece üniversite öğrencileri mi, yoksa dışarıdan biri de bu bilgi yuvasına adım atabilir mi? İşte o merakla yola çıkıp biraz araştırdım, kütüphanecilerle konuştum, birkaç öğrenciyle sohbet ettim. Ortaya çıkan tablo, sadece bir “giriş hakkı” meselesinden çok daha derin bir hikâye...

---

Fırat Üniversitesi Kütüphanesi: Bilginin Kalbi

Fırat Üniversitesi Kütüphanesi, Elazığ’daki en kapsamlı akademik bilgi merkezlerinden biri. 1975’te kurulan üniversitenin en eski birimlerinden olan bu kütüphane, bugün 200.000’in üzerinde basılı kitap, 80.000’den fazla elektronik kaynak, yüzlerce akademik dergi ve dijital veritabanı barındırıyor.

Bu kütüphane sadece kitap raflarının dizildiği bir yer değil; sınav öncesi sessiz bir sığınak, tez hazırlığı yapan araştırmacının ofisi, bazen de arkadaşların çay molasıyla dertleştiği küçük bir topluluk alanı...

Ama asıl soru şu: “Kimler içeri girebilir?”

---

Kimler Girebilir? – Resmî Verilere Göre

Üniversitenin resmi yönergesine göre, Fırat Üniversitesi Kütüphanesi’nden öncelikli olarak yararlanma hakkı şunlara ait:

- Fırat Üniversitesi öğrencileri (lisans, yüksek lisans, doktora)

- Akademik ve idari personel

- Emekli öğretim üyeleri

Ancak burada güzel bir detay var:

Kütüphane, kayıtlı olmamakla birlikte araştırma yapmak isteyen dış ziyaretçilere de belirli şartlarla kapılarını açıyor. Bunun için ziyaretçinin kimlik bilgileriyle birlikte danışma masasından “geçici kullanıcı formu” doldurması gerekiyor. Genellikle Elazığ halkı, mezun öğrenciler ve başka üniversitelerden araştırmacılar bu formu kullanarak içeri girebiliyor.

Tabii ödünç kitap alma hakkı sadece üniversiteye kayıtlı kullanıcılarla sınırlı. Dış kullanıcılar içeride okuyabiliyor, not alabiliyor ama kitapları dışarı çıkaramıyorlar.

---

Bir Öğrencinin Gözünden: Kütüphane Bir Nefes Alanı

Geçen yıl Fırat Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünde okuyan Mehmet’le tanışmıştım. Kütüphaneyi “kampüsün kalbi” olarak tanımlıyor. “Sınav dönemlerinde burası adeta bir karınca kolonisi gibi,” diyor.

Mehmet için kütüphane, sadece bilgi değil, motivasyon da demek. “Etrafında herkes çalışırken sen de gayret ediyorsun. Bir tür kolektif enerji var.”

Erkek öğrencilerin çoğu, Mehmet gibi, kütüphaneye pratik bir amaçla gidiyor: sınavda başarı, tezde kaynak bulmak, ödev teslimini yetiştirmek. Yani sonuç odaklı bir yaklaşım.

Ama aynı ortamda çalışan Ayşe, Eğitim Fakültesi öğrencisi, bambaşka bir şey anlatıyor:

“Ben kütüphaneye girdiğimde sessizliğin içinde bir huzur hissediyorum. Raflardaki kitaplar bana yalnız olmadığımı hatırlatıyor. Bilgi, bir bağ kuruyor aramızda.”

Kadın kullanıcıların çoğu, kütüphaneyi duygusal bir alan, bir topluluk uzantısı olarak görüyor. Sessizlikteki paylaşılan huzur, sayfalar arasındaki dostluk hissi…

Bu iki bakış açısı birleştiğinde, kütüphane sadece bilgi depolayan bir bina değil, insanların kendilerini yeniden buldukları bir mekân haline geliyor.

---

Kampüs Dışından Gelenler: Kapılar Tamamen Kapalı Değil

Elazığ’da yaşayan emekli öğretmen Gül Hanım, haftada iki kez Fırat Üniversitesi Kütüphanesi’ne gidiyor. Emekli olduktan sonra şehirde sessiz, sakin bir okuma yeri bulamadığını söylüyor:

“Bir gün cesaret edip danışmaya sordum, ‘Sadece kitap okumak istiyorum’ dedim. Kimliğimi gösterdim, hemen geçici kayıt yaptılar. O gün bugündür haftada iki sabahımı orada geçiriyorum.”

Bu tür hikâyeler, üniversitenin kapılarını sadece öğrencilerine değil, şehir halkına da araladığını gösteriyor. Elazığ’da kültürel anlamda kütüphanelerin sınırlı olduğu düşünülürse, Fırat Üniversitesi Kütüphanesi’nin bu tavrı, büyük bir sosyal değer taşıyor.

---

Dijital Erişim: Kapılar Sanalda da Açık

Kütüphaneye fiziksel olarak giremeyenler için de umut var. Fırat Üniversitesi Kütüphanesi, elektronik kaynaklarını kampüs dışından erişilebilir hale getirmiş durumda. Öğrenciler ve personel, üniversite e-posta hesaplarıyla giriş yaparak yüzlerce veritabanına ulaşabiliyor.

Bu sistem, özellikle pandemi döneminde hayat kurtardı. Ancak dış kullanıcıların bu dijital kaynaklara erişimi yok. Bu durum, bilgiye açık erişim konusunda yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bilginin özgürlüğü, erişim sınırları ve telif hakları arasındaki denge hâlâ konuşuluyor.

---

Kütüphane: Şehrin Sessiz Sosyal Alanı

Kütüphane sadece kitaplarla değil, insan hikâyeleriyle de dolu. Bir yanda sınav stresini bastırmaya çalışan gençler, diğer yanda emeklilikte yeniden öğrenmenin keyfini yaşayan büyükler.

Bir erkek öğrenci, “Bir gün buraya sadece ders çalışmak için değil, çocuklarıma göstermek için geleceğim,” diyor.

Bir kadın mezun, “Burada kurduğum dostluklar, kitapların arasında büyüdü,” diye anlatıyor.

Kütüphane, şehirle üniversiteyi birbirine bağlayan bir köprü gibi. Kimliğe bakmadan, niyete göre şekil alan bir kapı...

---

Son Söz: Bilgiye Giden Kapı Hep Açık Kalsın

Fırat Üniversitesi Kütüphanesi, sadece bir kurum değil; bilgiye, sessizliğe, paylaşıma ve öğrenmeye açılan bir alan. Üniversite öğrencileri için zorunlu bir durak, şehir halkı içinse bir nefes alanı.

Kütüphaneye kimlerin girebileceği konusu aslında, “bilgiye kimlerin ulaşabileceği” sorusunun küçük bir yansıması. Ve bu sorunun cevabı, toplumun bilgiye verdiği değerle ölçülüyor.

---

Peki siz ne düşünüyorsunuz forumdaşlar?

- Üniversite kütüphaneleri sadece öğrencilere mi açık olmalı, yoksa halka da mı hizmet etmeli?

- Kütüphanede geçirdiğiniz bir anı sizi nasıl etkiledi?

- Dijital kaynaklara herkesin erişimi mümkün olmalı mı?

Söz sizde... 📚💬