Arkeolojik buluntular ilk yerleşimcilerin köpek yediğini gösteriyor

Emel

Global Mod
Global Mod



Kuzey Amerika'nın ilk kolonilerinde zorlu bir hayatta kalma mücadelesi vardı. Arkeolojik buluntular, yerleşimcilerin şok edici uygulamalarını ortaya koyuyor.


Acil durumlarda insanlar muhtemelen asla yapmayacakları şeyleri yaparlar. Bunun uç bir örneği, hayatta kalanların açlıktan ölmemek için ölüleri yemek zorunda kaldığı And Dağları'ndaki 571 sefer sayılı uçağın düşmesiydi.


Ve şimdi ABD olan bölgedeki ilk Avrupa yerleşimlerinin yerleşimcileri de görünüşe göre hayatta kalmak için aşırı önlemlere başvurmak zorunda kaldı. Virginia'daki Jamestown kolonisinde bulunan kemik buluntuları, göçmenlerin sadece köpek beslemekle kalmayıp aynı zamanda onları yediğini de gösteriyor. Iowa Üniversitesi'nden arkeologlar bu bulguları “American Antiquity” dergisinde yayınladılar.


Bilim adamlarına göre, ilk yerleşimciler 1607'deki gelişlerinden kısa bir süre sonra yerli kabilelerle çatışmalar yaşadılar. Bu döneme ait iyi bilinen bir hikaye de var: Pocahontas'ın hikayesi. Ancak ünlü Disney filmindeki gibi mutlu son olmadı. Arkeolog Ariane Thomas'ın açıkladığı gibi, göçmenlerin çoğu açlıktan, hastalıktan ya da İlk Milletler ile yaşanan şiddetli çatışmalardan dolayı öldü.


Kemik buluntuları, yerleşimcilerin muhtemelen çaresizlik içinde köpeklerini yediklerini kanıtlıyor. Thomas, bunların “insan tarafından işlendiğine dair tüm açık işaretleri” gösterdiğini söylüyor. Bunlar esas olarak kemiklerdeki kesik izleri ve çentiklerdir; bunlar “derisinin yüzülmesi, kemiklerinin çıkarılması ve etin çıkarılması” gibi süreçleri gösterir.


Başlangıçta, dört ayaklı hayvanlar muhtemelen av, bekçi ve çoban köpeği olarak çalışan hayvanlar olarak kullanılıyordu. Tarihi kayıtların gösterdiği gibi, bunların bir kısmı Avrupa'dan getirildi. Ancak DNA analizleri, sömürgeciler tarafından yenen köpeklerin en az altısının Kuzey Amerika kökenli olduğunu gösterdi.


Yerli halklar bile o dönemde köpek besliyor ve onları belirlenmiş köpek mezarlıklarına gömüyordu. Arkeologlara göre bu, hayvanların kabileler için sahip olduğu “yüksek manevi ve sosyal değeri” gösteriyor.