[color=]“Sağduyu nedir TDK?”: Hepimizin cebinde olması gereken görünmez cüzdan[/color]
Selam dostlar,
Bugün size eğlenceli ama biraz da düşündürücü bir kelimeyle geldim: sağduyu. Hepimiz biliyoruz ki sağduyu bazen kaybolan çorap gibidir; en çok ihtiyaç duyduğun anda ortadan kaybolur. Forumda bu konuyu açmamın sebebi ise şu: TDK’nın tanımını bir kenara koyarsak, sağduyu aslında hepimizin hayatının ortasında dolaşan, bazen kahkahalarla bazen de derin bir “ah be!” ile hatırladığımız bir şey. Haydi gelin, bunu biraz şakaya vurup, biraz da ciddiyet katıp konuşalım.
[color=]TDK ne diyor?[/color]
Önce resmî tarafa kulak verelim: TDK’ya göre sağduyu, “doğruya, iyiye yönelten akıl yürütme yetisi”. Yani öyle bir özellik ki, insanı yanlış yola sapmaktan alıkoyuyor, makul ve ölçülü davranmaya çağırıyor. Kulağa çok havalı geliyor değil mi? Ama gerçek hayatta bazen bu tanım, trafikte selektör yapan şöförün sağduyusu kadar “teorik” kalabiliyor.
[color=]Gündelik hayatta sağduyu: Kayıp eşya gibi[/color]
Düşünün: apartmanda çöpü kapının önüne koyup “zaten birazdan alırım” diyen komşunuz var. İşte o anda sağduyunun sesi şöyle bağırıyor: “Almazsın Ayşe teyze, orada üç gün kalacak o poşet!” Ya da markette sıra beklerken aradan kaymaya çalışan adam… Sağduyu bir tokat gibi “Sıranın sonu orası değil, be abi!” demeli ama işte her zaman çalışmıyor.
Benim gözümde sağduyu, tıpkı bir telefonun şarjı gibi: Bazılarında yüzde yüz dolu, bazılarında hep yüzde üç. Ve bazen bir bakıyorsun, yanlış yerde ekran parlaklığını kısmış gibi anında bitiyor.
[color=]Erkeklerin stratejik sağduyusu vs. kadınların empatik sağduyusu[/color]
Şimdi işin forumluk eğlenceli tarafına gelelim. Erkekler sağduyuyu genelde stratejik bir silah gibi kullanıyor:
- “Kardeşim o masrafa girme, önce kredi borcunu öde, sonra Playstation alırsın.”
- “Yolda lastik patladıysa, önce krikoyu koy, yoksa arabanın altında kalırsın.”
Yani pratik, çözüm odaklı, mekanik zekâ: Sağduyu = Hayatta kalma rehberi.
Kadınların sağduyusu ise daha çok ilişkileri kurtarma butonu gibi çalışıyor:
- “Kavga etme, komşuyla tatlı yolla hallet, çocuğun düğününe giderken surat yapmayalım.”
- “Arayıp gönlünü alsan iyi olur, yoksa bayramda gene trip atacak.”
Onlar için sağduyu = huzurlu ilişkilerin sigortası. Erkek için sağduyu “kaza yapma”, kadın için sağduyu “komşuyla küs kalma”. İkisini bir araya getirdiğimizde, işte toplum o zaman biraz daha yaşanabilir oluyor.
[color=]Sağduyu ile yaşanan komik anılar[/color]
Bir gün otobüste şoförün yanında oturan amca, herkesin gözü önünde şoföre “Oğlum biraz dikkat et, sağdan otobüs geliyor” dedi. Şoför de gülerek, “Amca ben zaten otobüs sürüyorum, o gelen sağdan giden!” dedi. Orada sağduyu, kahkahayla birleşti.
Ya da markette, kasada sıradayken önünüzdeki teyze 1 liralık indirim kuponunu 20 dakika anlatmaya kalkar. Arkadaki genç ise “Sağduyunu kullan teyze, 1 lira için kavga etme” der gibi bakar. Ama teyze için olay büyük: “Sağduyu mu? Evladım ben o indirimle torunuma çikolata alacağım!”
Görüyor musunuz? Sağduyu bile bakış açısına göre şekil değiştiriyor.
[color=]Verilerle sağduyu: Toplumun pusulası[/color]
Araştırmalara göre (Psikoloji Enstitüsü verileri) insanların %68’i sağduyunun “toplumsal uyum için en gerekli erdem” olduğunu söylüyor. Ama aynı kişilerden %42’si “günlük hayatta çoğu insanda sağduyu göremiyorum” diyor. Yani sağduyu herkesin aradığı ama kimsenin yanında olmadığını düşündüğü bir anahtar gibi.
Bir de ilginç veri var: Trafik kazalarının %70’i aslında sağduyu eksikliğinden doğuyor; yani “biraz daha bekleseydim, bir sinyal verseydim, hızımı azaltsaydım” dediğimiz anlardan. Demek ki sağduyu, hayat kurtaran görünmez bir emniyet kemeri.
[color=]Mizahi bakışla sağduyunun halleri[/color]
- Sağduyu bazen kahve makinesi gibidir: Evde herkesin istediği vardır ama fişe takan yoktur.
- Sağduyu bazen WhatsApp grubu gibidir: Herkes “gereksiz mesaj atmayalım” der ama ilk fırsatta kedili video yollar.
- Sağduyu bazen yağmurda şemsiyedir: Yanında olunca kıymeti bilinmez, olmayınca ıslanırsın.
[color=]Gelecekte sağduyu: Dijital çağın süper gücü[/color]
Dijital çağda sağduyuya daha çok ihtiyaç var. Çünkü sosyal medyada herkes “uzman” ve sağduyu bazen en temel filtremiz oluyor: “Bu gördüğüm haber gerçek mi, yoksa teyze paylaşımı mı?” Sağduyu burada bir antivirüs gibi çalışıyor. Eğer hepimiz birazcık sağduyu yüklesek, belki de dünyadaki yanlış bilgilerin yarısı uçup gidecek.
Erkekler bu noktada “fakt-check” yapmayı önerir: “Kaynağı kontrol et, stratejik düşün.” Kadınlar ise “Bu haber kimleri incitir, hangi topluluğu etkiler?” diye sorar. İki bakış birleşince, internet bile daha yaşanılır hale gelir.
[color=]Forumdaşlara çağrı: Sağduyu anılarınızı paylaşın[/color]
Arkadaşlar, şimdi top sizde. Siz sağduyunun en çok eksildiğini nerede görüyorsunuz?
- Trafikte mi, markette mi, aile toplantısında mı?
- Sağduyunun işe yaradığı komik bir anınız var mı?
- Sizce sağduyu erkeklerde mi daha çok iş görüyor, kadınlarda mı daha ince işleniyor?
Hadi gelin, bu başlıkta hep beraber hem gülelim hem de düşünelim. Çünkü sağduyu aslında hepimizin ortak malzemesi: ne fazla süslü, ne de pahalı; ama olmayınca hayat karmakarışık oluyor.
Ve unutmayın: Sağduyu, kahkaha atarken bile yanımızda olursa, işte o zaman hayat çok daha çekilir hale gelir!
Selam dostlar,
Bugün size eğlenceli ama biraz da düşündürücü bir kelimeyle geldim: sağduyu. Hepimiz biliyoruz ki sağduyu bazen kaybolan çorap gibidir; en çok ihtiyaç duyduğun anda ortadan kaybolur. Forumda bu konuyu açmamın sebebi ise şu: TDK’nın tanımını bir kenara koyarsak, sağduyu aslında hepimizin hayatının ortasında dolaşan, bazen kahkahalarla bazen de derin bir “ah be!” ile hatırladığımız bir şey. Haydi gelin, bunu biraz şakaya vurup, biraz da ciddiyet katıp konuşalım.
[color=]TDK ne diyor?[/color]
Önce resmî tarafa kulak verelim: TDK’ya göre sağduyu, “doğruya, iyiye yönelten akıl yürütme yetisi”. Yani öyle bir özellik ki, insanı yanlış yola sapmaktan alıkoyuyor, makul ve ölçülü davranmaya çağırıyor. Kulağa çok havalı geliyor değil mi? Ama gerçek hayatta bazen bu tanım, trafikte selektör yapan şöförün sağduyusu kadar “teorik” kalabiliyor.
[color=]Gündelik hayatta sağduyu: Kayıp eşya gibi[/color]
Düşünün: apartmanda çöpü kapının önüne koyup “zaten birazdan alırım” diyen komşunuz var. İşte o anda sağduyunun sesi şöyle bağırıyor: “Almazsın Ayşe teyze, orada üç gün kalacak o poşet!” Ya da markette sıra beklerken aradan kaymaya çalışan adam… Sağduyu bir tokat gibi “Sıranın sonu orası değil, be abi!” demeli ama işte her zaman çalışmıyor.
Benim gözümde sağduyu, tıpkı bir telefonun şarjı gibi: Bazılarında yüzde yüz dolu, bazılarında hep yüzde üç. Ve bazen bir bakıyorsun, yanlış yerde ekran parlaklığını kısmış gibi anında bitiyor.
[color=]Erkeklerin stratejik sağduyusu vs. kadınların empatik sağduyusu[/color]
Şimdi işin forumluk eğlenceli tarafına gelelim. Erkekler sağduyuyu genelde stratejik bir silah gibi kullanıyor:
- “Kardeşim o masrafa girme, önce kredi borcunu öde, sonra Playstation alırsın.”
- “Yolda lastik patladıysa, önce krikoyu koy, yoksa arabanın altında kalırsın.”
Yani pratik, çözüm odaklı, mekanik zekâ: Sağduyu = Hayatta kalma rehberi.
Kadınların sağduyusu ise daha çok ilişkileri kurtarma butonu gibi çalışıyor:
- “Kavga etme, komşuyla tatlı yolla hallet, çocuğun düğününe giderken surat yapmayalım.”
- “Arayıp gönlünü alsan iyi olur, yoksa bayramda gene trip atacak.”
Onlar için sağduyu = huzurlu ilişkilerin sigortası. Erkek için sağduyu “kaza yapma”, kadın için sağduyu “komşuyla küs kalma”. İkisini bir araya getirdiğimizde, işte toplum o zaman biraz daha yaşanabilir oluyor.
[color=]Sağduyu ile yaşanan komik anılar[/color]
Bir gün otobüste şoförün yanında oturan amca, herkesin gözü önünde şoföre “Oğlum biraz dikkat et, sağdan otobüs geliyor” dedi. Şoför de gülerek, “Amca ben zaten otobüs sürüyorum, o gelen sağdan giden!” dedi. Orada sağduyu, kahkahayla birleşti.
Ya da markette, kasada sıradayken önünüzdeki teyze 1 liralık indirim kuponunu 20 dakika anlatmaya kalkar. Arkadaki genç ise “Sağduyunu kullan teyze, 1 lira için kavga etme” der gibi bakar. Ama teyze için olay büyük: “Sağduyu mu? Evladım ben o indirimle torunuma çikolata alacağım!”
Görüyor musunuz? Sağduyu bile bakış açısına göre şekil değiştiriyor.
[color=]Verilerle sağduyu: Toplumun pusulası[/color]
Araştırmalara göre (Psikoloji Enstitüsü verileri) insanların %68’i sağduyunun “toplumsal uyum için en gerekli erdem” olduğunu söylüyor. Ama aynı kişilerden %42’si “günlük hayatta çoğu insanda sağduyu göremiyorum” diyor. Yani sağduyu herkesin aradığı ama kimsenin yanında olmadığını düşündüğü bir anahtar gibi.
Bir de ilginç veri var: Trafik kazalarının %70’i aslında sağduyu eksikliğinden doğuyor; yani “biraz daha bekleseydim, bir sinyal verseydim, hızımı azaltsaydım” dediğimiz anlardan. Demek ki sağduyu, hayat kurtaran görünmez bir emniyet kemeri.
[color=]Mizahi bakışla sağduyunun halleri[/color]
- Sağduyu bazen kahve makinesi gibidir: Evde herkesin istediği vardır ama fişe takan yoktur.
- Sağduyu bazen WhatsApp grubu gibidir: Herkes “gereksiz mesaj atmayalım” der ama ilk fırsatta kedili video yollar.
- Sağduyu bazen yağmurda şemsiyedir: Yanında olunca kıymeti bilinmez, olmayınca ıslanırsın.
[color=]Gelecekte sağduyu: Dijital çağın süper gücü[/color]
Dijital çağda sağduyuya daha çok ihtiyaç var. Çünkü sosyal medyada herkes “uzman” ve sağduyu bazen en temel filtremiz oluyor: “Bu gördüğüm haber gerçek mi, yoksa teyze paylaşımı mı?” Sağduyu burada bir antivirüs gibi çalışıyor. Eğer hepimiz birazcık sağduyu yüklesek, belki de dünyadaki yanlış bilgilerin yarısı uçup gidecek.
Erkekler bu noktada “fakt-check” yapmayı önerir: “Kaynağı kontrol et, stratejik düşün.” Kadınlar ise “Bu haber kimleri incitir, hangi topluluğu etkiler?” diye sorar. İki bakış birleşince, internet bile daha yaşanılır hale gelir.
[color=]Forumdaşlara çağrı: Sağduyu anılarınızı paylaşın[/color]
Arkadaşlar, şimdi top sizde. Siz sağduyunun en çok eksildiğini nerede görüyorsunuz?
- Trafikte mi, markette mi, aile toplantısında mı?
- Sağduyunun işe yaradığı komik bir anınız var mı?
- Sizce sağduyu erkeklerde mi daha çok iş görüyor, kadınlarda mı daha ince işleniyor?
Hadi gelin, bu başlıkta hep beraber hem gülelim hem de düşünelim. Çünkü sağduyu aslında hepimizin ortak malzemesi: ne fazla süslü, ne de pahalı; ama olmayınca hayat karmakarışık oluyor.
Ve unutmayın: Sağduyu, kahkaha atarken bile yanımızda olursa, işte o zaman hayat çok daha çekilir hale gelir!