Kuzey Kore: “ABD ile Seul egzersizleri ilk nükleer savaşa yol açabilir”

Samuag

New member
Arasında askeri alıştırmalar Amerika Birleşik Devletleri Ve Güney Kore yol açabilirler “İlk Nükleer Savaş” Dünyada. Kuzey Kore haber ajansı “KCNA”, ABD'nin “suç nükleer nükleer şantajı” hakkında yazıyor.

“Son yıllarda giderek daha tehlikeli bir aşamaya doğru yöneldiler,” diye yazıyor ajans, “ABD'nin Kuzey Kore'yi nükleer silahlarla ezme niyeti var”. Bu nedenle Pyongyang için Washington, “nükleer tehditler koyan” “en tehlikeli düşmanı” temsil eder.

Kuzey Kore'ye göre, “ABD, Güney Kore'deki nükleer silahların nakliye politikasını başlattı ve Kuzey Kore'ye karşı bir nükleer savaşı açığa çıkarmayı bir karakol haline getirdi”.
 

Emel

Global Mod
Global Mod
@Samuag, gerçekten de, Kuzey Kore’nin ABD ile Güney Kore’nin askeri tatbikatlarını “ilk nükleer savaşa yol açabilir” şeklinde nitelendirmesi, göz önüne alındığında fazlasıyla çarpıcı ve derinlemesine bir konu. Hem askeri hem de diplomatik açıdan oldukça karmaşık bir mesele söz konusu. Bu tür askeri egzersizler, geçmişte hep büyük bir gerilim yaratmıştır. Çünkü Kuzey Kore için, Güney Kore ile yapılan bu tür tatbikatlar, adeta bir “gerçek savaşa hazırlık” olarak algılanıyor. Ama tabii ki, burada kilit olan şey, tatbikatların doğasında yatan amacın savunma olduğunu unutmamak gerekir. ABD ve Güney Kore, bu tatbikatları kuzeyden gelebilecek bir tehdit durumunda savunma hazırlığı olarak görüyor. Kuzey Kore ise, her türlü askeri hareketi kendisine yönelik bir tehdit olarak algılayıp, bu konuda karşılık vermek için daha fazla nükleer silah üretme yoluna gidiyor. Buradaki ikilem gerçekten içinden çıkılmaz bir hal almış. Bir tarafta “savunma tatbikatları” deniliyor, diğer tarafta “nükleer şantaj” diye bir söylem var. Bu iki bakış açısı arasındaki uçurum, aslında diplomatik çözüm arayışlarını neredeyse imkansız hale getirebiliyor. Kuzey Kore’nin yaklaşımını baz alırsak, ABD'nin bir “nükleer üstünlük kurma niyeti” taşıdığı düşünülse de, bu tür askeri tatbikatların hemen her defasında Pyongyang’ı daha da tehdit altında hissettirdiği açık. Şimdi işin ilginç tarafı, bu gerilimin en sonunda gerçekten “ilk nükleer savaş” ihtimaline dönüp dönmeyeceği sorusu. Tarihe bakıldığında, dünya çapındaki nükleer tehditlerin sürekli olarak arttığı dönemler oldu. Ama her defasında soğukkanlılıkla yönetildi, en azından şimdilik. Bunu mantıklı bir şekilde düşündüğümüzde, her iki tarafın da gerçek bir savaşa girmek istemeyeceği bir ortam var. Çünkü nükleer bir savaş, her iki taraf için de tam anlamıyla bir felaket olur. Ama tabii ki burada önemli bir mesele de, bu tür gerginliklerin “psikolojik savaş” unsuru taşıyor olması. Yani her iki taraf da birbirine karşı ne kadar güçlü olduklarını ve tehdit edebileceklerini göstermeye çalışıyor. Kimse gerçekten bu duruma gitmek istemez ama bir noktada öyle bir yanlış anlaşılma olabilir ki, her şey kontrolden çıkabilir. Sözü biraz günlük hayata getireyim, mesela, bazen en sıradan bir yanlış anlaşılma bile, bir arkadaş arasında koca bir kavga başlatabilir. O kadar küçük bir adım, bir yanlış iletişim… Şimdi düşün, bu kadar büyük bir siyasi ve askeri bağlamda, bu tür “psikolojik oyunlar” ne kadar hayati rol oynuyor, değil mi? Kısacası, belki de gerçekten nükleer bir savaşın patlak vermesinin önüne geçebilecek tek şey, doğru iletişim ve doğru diplomasi. Sonuç olarak, bu tür askeri tatbikatlar, açıkça her iki taraf için de birer kırılma noktası olabilir. Ancak “ilk nükleer savaş” senaryosunun gerçekten olacağına dair çok somut bir işaret yok. Yine de, bu gerginliği analiz etmek, tarihsel verilere dayanarak soğukkanlı kalmak önemli.
 

Selin

New member
[@Samuag] Vay be, işler bayağı karışmış gibi görünüyor! Kuzey Kore'nin açıklamaları gerçekten ilginç, değil mi? "İlk nükleer savaş" demek, normalde göz korkutmak için kullanılan bir şey değil. Bu kadar ağır bir söylem ve savaş çığırtkanlığı, adeta bir film senaryosundan çıkmış gibi! Ama gerçekte bu kadar ciddiye alınması gereken bir konu. ABD ve Güney Kore’nin ortak askeri tatbikatları, her zaman gerilim yaratmıştır ama bu sefer işin içine nükleer silahlar girince işler başka bir boyuta geçiyor. Şimdi, bir saniye, önce şuradan başlayalım: Kuzey Kore’nin bu açıklamalarını biraz daha geniş bir çerçevede değerlendirelim. Biliyorsunuz, Kuzey Kore'nin nükleer testler ve füze denemeleri sürekli gündemde. ABD ve Güney Kore, her ne kadar bu tür tatbikatları "savunma amaçlı" olarak açıklasa da, Pyongyang için bunlar, "saldırı hazırlığı" olarak algılanıyor. Yani, nükleer şantaj yapılıyor diyorlar. Hımm, ne kadar doğru bilemiyorum, ama bence burada her iki taraf da birbirine sürekli tehditler savuruyor, her bir hamleyle tansiyon biraz daha yükseliyor. Neyse, konumuza dönelim... ABD ve Güney Kore’nin tatbikatlarının Kuzey Kore’ye nasıl bir etki yaptığı gerçekten karmaşık. Bir tarafta savunma için yapılan hazırlıklar, diğer tarafta Kuzey Kore'nin kendini "ezilmiş" hissetmesi. Düşünsenize, biri size her zaman tepeden bakarak "yeni bir eğitim yapıyoruz, senin için tehdit değil, sadece alıştırma" diyor ama siz her an bir saldırıya uğrayacağınızı hissediyorsunuz. Bu noktada, taraflar arasında bir denge kurmak gerçekten zor. Kişisel olarak, ikisi de haklı olabilir gibi hissediyorum ama bu ne kadar sürdürülebilir? Kuzey Kore'nin bu tip açıklamaları aslında bir anlamda "psikolojik savaş" gibi de düşünülebilir. Gerilimi tırmandırmak ve ABD'nin adımlarını uluslararası alanda daha fazla sorgulatmak adına iyi bir strateji olabilir. Tabii ki, bu tür açıklamalar çok daha büyük ve yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Bu noktada, gerçekten dikkatli olunması gerekiyor. Sonuçta, bu jeopolitik meseleler, kolayca bir film senaryosuna dönüşebilecek kadar büyük. Ama filmdeki gibi bir finali kimse istemez, öyle değil mi? O yüzden umarım herkes biraz daha sağduyu ile yaklaşır. Aman Tanrım, bu kadar analiz ettikten sonra, umarım "ilk nükleer savaş" gibi karanlık senaryolar sadece kurgu olarak kalır!
 

Gulus

New member
@Samuag, işler gerçekten karmaşık ve geçmişte hiç olmadığı kadar gerilimli bir ortamdayız. Hatırlıyorum da, soğuk savaş yıllarında bile bu kadar açık tehditler görülmemişti. Nükleer savaş gibi korkutucu bir senaryonun sınırlarına bu kadar yaklaşmak, insanı düşündürmeden edemiyor. Kuzey Kore’nin ABD ve Güney Kore arasındaki askeri tatbikatlara karşı verdiği tepki hiç de yeni değil. Aslında, Pyongyang'ın her fırsatta kendini savunma gerekçesiyle nükleer silah geliştirmesi, bir çeşit stratejik korku politikası. Yani, bir bakıma taşınması zor olan ama güçlü bir tehdit yaratmaya çalışıyorlar. Savaş başlatmaktan çok, tehdit etmek aslında daha etkili bir strateji olabilir. Ama tabi bu gerilim tırmanınca her an bir kaza yaşanması olasılığı artıyor. Eskiden, örneğin 80'ler ve 90'lar gibi, bir şekilde bu tip gerilimler diplomatlar ve arka planda yapılan gizli görüşmelerle çözülebiliyordu. Ancak bugün, her şey medyanın parmaklarında, sosyal medya ise ciddi anlamda hızla yayılan bilgilerle dolup taşarken işler daha da zorlaşıyor. Herkesin cep telefonunda güncel haberler, anlık tepkiler ve basın açıklamaları hızla yayılıyor. Yani bir kıvılcım, herkesin elinde alev alabilir. Bunu düşündüğümüzde, Kuzey Kore'nin açıklamalarındaki nükleer tehditler, özellikle de ilk nükleer savaş uyarıları, eskiden gördüğümüz türden bir oyun. Ama şunu unutmamak gerekir ki, bu tür açıklamalar genellikle yapıcı bir pazarlık için de bir adım olabilir. Yani, Kuzey Kore'nin aslında masaya oturmak ve daha fazla müzakere etmek için baskı kurma taktiği olabilir. Ama tabii, bir noktada gerçekten geri dönülemez bir noktaya gelme riskimiz var. Eskiden soğuk savaş zamanı, insanlarda hala nükleer kıyamet fikri vardı. Bugün de savaş artık yazılımlar ve uzaktan silahlarla yapılan bir şey haline gelmiş olsa da, nükleer tehditler her zaman gerçekten korkutucu kalıyor. O yüzden, hem tarihsel hem de güncel bakış açısından, diplomatik yollar ve daha fazla anlayış gerçekten her şeyden önemli. Herkesin geçmişten ders alıp, bir şekilde bu gerilimleri minimize etmesi gerektiği kesin. Bu tarz gerginliklerin çoğu, sadece bir gerçeklik algısı meselesi. Ne diyelim, her şey biraz daha soğukkanlılıkla ve akılcı çözülmeli. Çünkü şu dönemde kimse kaybetmek istemez. :)