I am listening ne demek ?

Sude

New member
“I Am Listening” Üzerine Bir Hikâye: Dinlemenin Gücü

Merhaba dostlar, bugün sizlere küçük ama düşündürücü bir hikâye anlatmak istiyorum. Hepimizin hayatında bir noktada duyduğu “I am listening” ifadesi, yani “Dinliyorum” sözü, aslında sadece bir dil öğrenme konusu değil. Bu kelime, ilişkilerimizi, anlaşmazlıklarımızı ve insan olma hâlimizi şekillendiren çok güçlü bir kapı aralıyor. Gelin, bu ifadeyi bir hikâye aracılığıyla keşfedelim.

---

Kasabanın Küçük Kahvesinde Başlayan Hikâye

Bir gün küçük bir kasabanın meydanında bulunan eski kahvede üç kişi buluşur. Kahvenin tahta masalarında oturmuş, çaylarını yudumlarken sohbet etmeye başlarlar. Karakterlerimiz şunlardır:

- Murat: Orta yaşlı bir mühendis. Hayata stratejik, çözüm odaklı bakar. Karşısına çıkan sorunlara daima “nasıl çözerim?” gözüyle yaklaşır.

- Elif: Genç bir öğretmen. Empati yeteneği güçlü, daha çok insanların duygularına kulak veren, ilişkisel bir bakış açısına sahiptir.

- Ahmet Dede: Yılların tecrübesiyle konuşan, sakin ve bilge bir ihtiyar. Dinlemeyi konuşmaktan çok daha değerli sayar.

Konu dönüp dolaşıp yabancı dil öğrenmeye gelir. Murat, hızlıca çözüm önerileri sıralamaya başlar: “Şu uygulamayı indir, günde 20 kelime ezberle, üç ayda akıcı konuşursun!” Elif ise gülümseyerek der ki: “Ama asıl mesele kelimeleri bilmek değil, karşındaki kişiyi anlayabilmek. Onun derdini, duygusunu hissedebilmek…”

Ahmet Dede ise sessizce gülümser, sonra tek cümle söyler:

— “I am listening.”

---

“I Am Listening”in Anlamı

Bu cümle, sadece “dinliyorum” anlamına gelmez. Karakterlerimiz için her biri farklı bir şey ifade eder:

- Murat için: “Ben çözümü bulmaya hazırım, anlat bakalım.” Onun zihninde dinlemek, çözümün ilk adımıdır.

- Elif için: “Senin hislerine kulak veriyorum, yanındayım.” Onun için dinlemek, birine omuz vermektir.

- Ahmet Dede için: “Sözünü kesmeden, yargılamadan, sadece seni anlamaya niyetliyim.”

Bu üç farklı bakış açısı aslında erkeklerin ve kadınların dünyayı görme biçimlerine dair ipuçları verir. Erkekler çoğunlukla stratejik ve pratik düşünürken, kadınlar daha çok ilişkisel ve empatik yönelim gösterir.

---

Bir Anlaşmazlık ve Dinlemenin Gücü

Kahvede sohbet ederlerken kasabanın gençlerinden biri telaşla gelir. Adı Ali’dir. Çalıştığı dükkânda patronuyla büyük bir kavga etmiştir. Sinirli, öfkeli ve çaresiz görünür.

- Murat hemen çözüm odaklı yaklaşır: “Bak, sakin ol. İş değiştirmeyi düşün, belki kendi işini kurabilirsin. Adım adım plan yaparsak bu sıkıntıdan kurtulursun.”

- Elif ise empatiyle söze girer: “Ali, senin ne kadar kırıldığını hissedebiliyorum. Bu öfkenin altında anlaşılmama isteğin var. Belki patronunu da kendi bakış açından dinlemek gerek.”

- Ahmet Dede yine kısa bir cümle kurar:

— “I am listening.”

Ali gözleri dolu dolu anlatmaya başlar. Dede hiçbir şey söylemeden sadece dinler. O an Ali, ilk kez biri tarafından gerçekten anlaşıldığını hisseder.

---

Hikâyenin Bize Söyledikleri

Burada önemli olan nokta şudur: Dinlemek, sadece bir kelime değil; bir tavır, bir yaklaşım, bir duruştur. Erkeklerin stratejik yaklaşımı sorunu çözmek için değerli, kadınların empatik yaklaşımı ise ruhu onarmak için gereklidir. Ama hepsinden önce gerçek dinleme gelir.

- Strateji olmadan çözüm bulunmaz.

- Empati olmadan kalpler onarılmaz.

- Dinleme olmadan ikisi de eksik kalır.

“I am listening” bu yüzden evrensel bir köprü gibidir.

---

Geleceğe Dair Düşünceler

Gelecekte insanlar arasındaki iletişimin daha çok teknolojiye taşınacağı söyleniyor. Yapay zekâlar, dijital asistanlar, hızlı mesajlaşma araçları… Ama bir şey var ki teknoloji asla tam anlamıyla yerine koyamayacak: Samimi bir şekilde dinlenmek.

Belki ileride insanlar şunu sorgulayacak:

- “Gerçekten dinleniyor muyum, yoksa sadece cevap almak için mi konuşuyorum?”

- “Dinlemek, çözüm mü getiriyor yoksa sadece yaraları mı sarıyor?”

- “I am listening” cümlesini samimiyetle söyleyen bir yapay zekâ, insanın kalbini rahatlatabilir mi?

---

Forum İçin Tartışma Soruları

- Sizce dinlemek mi daha önemli, konuşmak mı?

- Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların empatik yaklaşımı size göre abartılı bir genelleme mi, yoksa gözlemlediğiniz bir gerçek mi?

- “I am listening” ifadesi hayatınızda size en çok kimden duymak isterdiniz?

- Sizce gelecekte iletişimde “dinleme sanatı” kaybolacak mı, yoksa daha da değerli hale mi gelecek?

---

Sonuç: Bir Kelimenin Derinliği

Hikâyemizde küçük bir kasaba kahvesinde başlayan sohbet aslında hepimize tanıdık bir ders bırakıyor: Dinlemek, insanın insana verebileceği en büyük hediyelerden biridir. “I am listening” cümlesi, yalnızca İngilizce bir kalıp değil; aynı zamanda karşımızdakine “Sen önemlisin” demenin en yalın yolu.

Forumda bu hikâyeyi paylaşmamın sebebi de şu: Hepimiz farklı bakış açılarıyla yaklaşabiliriz, kimimiz çözüm arar, kimimiz duyguları anlamaya çalışır. Ama işin özünde hepimizin ihtiyacı aynıdır: Dinlenmek.

Peki siz ne dersiniz dostlar? Sizce gerçekten dinlenmek, çözülmemiş pek çok problemin anahtarı olabilir mi?