Professional
New member
Sürdürülebilir bankacılık ya da bankacılık dalında sürdürülebilirlikten bahsetmiş olduğumizde ne anlamalıyız?
Turizm, GSMH’nın yüzde 5’ini oluşturmakla birlikte, yan dallarıyla yüzde 11’e varan bir tesir yaratıyor. Biz de burada yüzde 17’ye varan pazar hissesine sahibiz ve sürdürülebilir turizm ismine neler yapabileceğimize odaklanıyoruz. Pak enerjiyi ve güç verimliliğine yönelik projeleri desteklemek ana gayelerimizden biri. Şu andaki güç portföyümüzün ortasında yüzde 35 hisseye sahipler; bunu daha da artıracağız. Önümüzdeki devirde pak suya ulaşım ve suyun verimli kullanılması konusu odak noktalarımızdan biri olacak. Biliyoruz ki tarım ve turizmde su sorumsuzca kullanılabiliyor. Türkiye’de su kullanmasının yüzde 74’ü tarım ve yabanî sulamadan kaynaklanıyor. Bu iki dalda su ayak izimizi nasıl azaltabileceğimiz üzerine baş yoracağız. Dijitalleşme ve ekosistem yaklaşımı bir başka değerli başlık. IT şirketimiz Intertech aracılığıyla dijitalleşmeyi dalda yönlendiriyoruz. Öbür yandan yenilikçi iş modelleri ve gelişen teşebbüs ekosistemine katkı sağlayacak tahlilleri hayata geçirmek için yeni kurulan NEOHUB iştirakimiz ile de tesir yatırımlarını destekliyoruz.
Burak Koçak: Tarım kesimi açısından sürdürülebilirlik kavramını birbiriyle yer yer örtüşen 3 farklı başlık altında takip ediyoruz; ekonomik sürdürülebilirlik, toplumsal sürdürülebilirlik ve ekolojik sürdürülebilirlik. DenizBank olarak gayemiz çiftçilerimizin üretim faaliyetlerini mümküsn olan her mevzuda destekleyerek sürdürülebilir hale getirmek. Ortalama çiftçi yaşının yüksekliği ve gelecek kuşakların tarım kesimine uzaklıklı duruyor olması değerli problemlerden biri. Bu açıdan bilhassa hanımı ve gençleri işe dahil edecek projeler geliştirmeye itina gösteriyoruz.
‘BİZ OLMAK ZORUNDAYIZ’
Sürdürülebilirlik konusunda gelişmiş ülke ve az gelişmiş ülke uygulamaları farklılaşıyor mu?
Beril Yüzer Oğuz: İklim krizi az gelişmiş ülke yahut gelişmiş ülke demeden hepimizin hayatına dokunuyor. Burada sen ben yok; biz olmak zorundayız. Sürdürülebilir projelere sermaye dayanağı yardımıyla gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere finansal kapsayıcılık ve toplumsal takviyelerin her yıl daha da artması kelam konusu. Öbür yandan, her ülke kendi ekonomik kurallarına ve kalkınma gayelerine göre uygun sera gazı azaltım planları yapacak. Örneğin ülkemiz şayet faal bir iklim siyaseti yürütürse, GSMH’nın yüzde 7 artması öngörülüyor. Şayet emisyonları sınırlayıcı bir düzenlemeye gitmez isek, dünya ve bilhassa AB’deki yeşil dönüşüme ayak uyduramayız.
Burak Koçak: Tüm insanlığın ya birebir anda kazanacağı ya da her insanın tıpkı anda kaybedeceği bir çaba içerisindeyiz. İklim krizi üzere küresel konularda her bireyin ya da her devletin üzerine düşenler şimdi tıpkı. Öte yandan su kuyusu bile bulamadığı için tarım üretimini devam ettiremeyen Sahra Altı Afrika ülkeleri ile çağdaş tekniklerle üretim yapıp bir dekardan dünya ortalamasının 10 katı randıman alabilen gelişmiş devletlerin sorumlulukları farklı olmalı. Az gelişmiş ülkelerin mesela sera gazı emisyonunda olumsuz katkısı hayli az; lakin bir daha iklim krizinden en çok etkilenenler onlar. Bu açıdan, bir farklılaşma gereksinimi aşikar.
AKILLI TARIM VE TEKNOLOJİK TAHLİLLERE ÖZEL KIYMET
Sürdürülebilir tarım sizin için ne tabir ediyor? Gelecek için ne üzere planlarınız var?
Beril Yüzer Oğuz: Bu yıl kasım ayında, sürdürülebilirlik temaslı birinci sendikasyon kredimiz ile 840 milyon meblağında yurtdışı kaynak sağladık. Süreç, 22 ülkeden 49 iştirakçi ile dalda son iki yıldaki en geniş iştirakli sendikasyon kredisi oldu. Engelli vatandaşlarımıza uygun şube ve ATM sayılarımızı artırmayı ve geleceğimiz için hayati kıymete sahip olan tarımın finansmanını kendimize sürdürülebilirlik performans kriteri olarak belirledik.
Burak Koçak: Bu sene bankamızda tarım bankacılığının kuruluşunun 20. yılını kutlayacağız. 20 yıl üzere kurumlar için kısa sayılabilecek bir müddetde, özel bankalar içinde yüzde 45 pazar hissesi ile başkan pozisyona geldik. Eser gamı açısından en geniş imkânları sunan bankalardan biri, hatta tahminen birincisiyiz. Tarıma özel tasarlanmış ve gübre, akaryakıt, tohum, ilaç üzere girdileri 6 aya varan vadelerde faizsiz alıp hasatta ödeme yapabilmeyi sağlayan Üretici Kart, 620 bin çiftçimizin cebinde. Aslında tek başına Üretici Kart, sürdürülebilir tarımın finansmanı için bugüne kadar tasarlanmış en değerli finansal inovasyon.
ÜRETİCİLERE TAKVİYE
Tarım sanayisi, bir yandan da su üzere, toprak üzere yerine konulamayan kaynakların önde gelen tüketicisi pozisyonunda. Sürdürülebilirlik kapsamının en kritik başlıklarından biri olan sera gazı salınımı konusunda bilhassa hayvancılık dalı mimli durumda. Bu problemlerin azaltılması ya da doğal kaynakların korunması, o topraklar üzerinde tarımın devam etmesine de bağlı; yani insanlık açısından bir ikilem kelam konusu.
Buradan hareketle akıllı tarım ve teknolojik tahlillere özel kıymet atfediyoruz. Yalnızca bu gayeyle, kendi imkânlarımızla hayata geçirdiğimiz ‘Deniz’den Toprağa’ platformunda, üreticilerimize her an teklifler, uydu imgeleri, yetiştiricilik tavsiyeleri veriyoruz; bununla birlikte onlardan gelen bilgi taleplerini en kısa müddette karşılıyoruz. Büsbütün DenizBank kaynaklarıyla, gelir elde etmeden hayata geçirdiğimiz ve sendikasyon kredileri için görüştüğümüz tüm dış paydaşların da son derece olumlu karşıladığı bu platformumuz, tarımda dijital dönüşümün amiral gemilerinden. Yakın vakitte kompost gübre ile ilgili bir projeyi hayata geçirdik. Topraklarımızın organik unsur muhtaçlığı giderek yükseliyor; bu durum toprağın su tutma imkanı ve randımanı başta olmak üzere biroldukca mevzuyu direkt etkiliyor. Öte yandan besin israfı epey önemli bir sorun; esere nazaran değişmekle birlikte, yüzde 30 ile yüzde 50 civarında kayıp yaşanan eserler var. Zerzevat ve meyveler bunda başı çekiyor. Belediyelerle işbirliği yaparak bu atıkları ve tüm organik atıkları karıştırabileceğimiz ve elde edilen kompostu toprakla harmanlayarak gübreye dönüştürebileceğimiz bir model geliştirdik; bunun için makinalar aldık. Elde ettiğimiz, organik husus ölçüsü yüksek ve maliyeti düşük gübreyi çiftçilerimize armağan etmeyi planlıyoruz.
Turizm, GSMH’nın yüzde 5’ini oluşturmakla birlikte, yan dallarıyla yüzde 11’e varan bir tesir yaratıyor. Biz de burada yüzde 17’ye varan pazar hissesine sahibiz ve sürdürülebilir turizm ismine neler yapabileceğimize odaklanıyoruz. Pak enerjiyi ve güç verimliliğine yönelik projeleri desteklemek ana gayelerimizden biri. Şu andaki güç portföyümüzün ortasında yüzde 35 hisseye sahipler; bunu daha da artıracağız. Önümüzdeki devirde pak suya ulaşım ve suyun verimli kullanılması konusu odak noktalarımızdan biri olacak. Biliyoruz ki tarım ve turizmde su sorumsuzca kullanılabiliyor. Türkiye’de su kullanmasının yüzde 74’ü tarım ve yabanî sulamadan kaynaklanıyor. Bu iki dalda su ayak izimizi nasıl azaltabileceğimiz üzerine baş yoracağız. Dijitalleşme ve ekosistem yaklaşımı bir başka değerli başlık. IT şirketimiz Intertech aracılığıyla dijitalleşmeyi dalda yönlendiriyoruz. Öbür yandan yenilikçi iş modelleri ve gelişen teşebbüs ekosistemine katkı sağlayacak tahlilleri hayata geçirmek için yeni kurulan NEOHUB iştirakimiz ile de tesir yatırımlarını destekliyoruz.
Burak Koçak: Tarım kesimi açısından sürdürülebilirlik kavramını birbiriyle yer yer örtüşen 3 farklı başlık altında takip ediyoruz; ekonomik sürdürülebilirlik, toplumsal sürdürülebilirlik ve ekolojik sürdürülebilirlik. DenizBank olarak gayemiz çiftçilerimizin üretim faaliyetlerini mümküsn olan her mevzuda destekleyerek sürdürülebilir hale getirmek. Ortalama çiftçi yaşının yüksekliği ve gelecek kuşakların tarım kesimine uzaklıklı duruyor olması değerli problemlerden biri. Bu açıdan bilhassa hanımı ve gençleri işe dahil edecek projeler geliştirmeye itina gösteriyoruz.
‘BİZ OLMAK ZORUNDAYIZ’
Sürdürülebilirlik konusunda gelişmiş ülke ve az gelişmiş ülke uygulamaları farklılaşıyor mu?
Beril Yüzer Oğuz: İklim krizi az gelişmiş ülke yahut gelişmiş ülke demeden hepimizin hayatına dokunuyor. Burada sen ben yok; biz olmak zorundayız. Sürdürülebilir projelere sermaye dayanağı yardımıyla gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere finansal kapsayıcılık ve toplumsal takviyelerin her yıl daha da artması kelam konusu. Öbür yandan, her ülke kendi ekonomik kurallarına ve kalkınma gayelerine göre uygun sera gazı azaltım planları yapacak. Örneğin ülkemiz şayet faal bir iklim siyaseti yürütürse, GSMH’nın yüzde 7 artması öngörülüyor. Şayet emisyonları sınırlayıcı bir düzenlemeye gitmez isek, dünya ve bilhassa AB’deki yeşil dönüşüme ayak uyduramayız.
Burak Koçak: Tüm insanlığın ya birebir anda kazanacağı ya da her insanın tıpkı anda kaybedeceği bir çaba içerisindeyiz. İklim krizi üzere küresel konularda her bireyin ya da her devletin üzerine düşenler şimdi tıpkı. Öte yandan su kuyusu bile bulamadığı için tarım üretimini devam ettiremeyen Sahra Altı Afrika ülkeleri ile çağdaş tekniklerle üretim yapıp bir dekardan dünya ortalamasının 10 katı randıman alabilen gelişmiş devletlerin sorumlulukları farklı olmalı. Az gelişmiş ülkelerin mesela sera gazı emisyonunda olumsuz katkısı hayli az; lakin bir daha iklim krizinden en çok etkilenenler onlar. Bu açıdan, bir farklılaşma gereksinimi aşikar.
AKILLI TARIM VE TEKNOLOJİK TAHLİLLERE ÖZEL KIYMET
Sürdürülebilir tarım sizin için ne tabir ediyor? Gelecek için ne üzere planlarınız var?
Beril Yüzer Oğuz: Bu yıl kasım ayında, sürdürülebilirlik temaslı birinci sendikasyon kredimiz ile 840 milyon meblağında yurtdışı kaynak sağladık. Süreç, 22 ülkeden 49 iştirakçi ile dalda son iki yıldaki en geniş iştirakli sendikasyon kredisi oldu. Engelli vatandaşlarımıza uygun şube ve ATM sayılarımızı artırmayı ve geleceğimiz için hayati kıymete sahip olan tarımın finansmanını kendimize sürdürülebilirlik performans kriteri olarak belirledik.
Burak Koçak: Bu sene bankamızda tarım bankacılığının kuruluşunun 20. yılını kutlayacağız. 20 yıl üzere kurumlar için kısa sayılabilecek bir müddetde, özel bankalar içinde yüzde 45 pazar hissesi ile başkan pozisyona geldik. Eser gamı açısından en geniş imkânları sunan bankalardan biri, hatta tahminen birincisiyiz. Tarıma özel tasarlanmış ve gübre, akaryakıt, tohum, ilaç üzere girdileri 6 aya varan vadelerde faizsiz alıp hasatta ödeme yapabilmeyi sağlayan Üretici Kart, 620 bin çiftçimizin cebinde. Aslında tek başına Üretici Kart, sürdürülebilir tarımın finansmanı için bugüne kadar tasarlanmış en değerli finansal inovasyon.
ÜRETİCİLERE TAKVİYE
Tarım sanayisi, bir yandan da su üzere, toprak üzere yerine konulamayan kaynakların önde gelen tüketicisi pozisyonunda. Sürdürülebilirlik kapsamının en kritik başlıklarından biri olan sera gazı salınımı konusunda bilhassa hayvancılık dalı mimli durumda. Bu problemlerin azaltılması ya da doğal kaynakların korunması, o topraklar üzerinde tarımın devam etmesine de bağlı; yani insanlık açısından bir ikilem kelam konusu.
Buradan hareketle akıllı tarım ve teknolojik tahlillere özel kıymet atfediyoruz. Yalnızca bu gayeyle, kendi imkânlarımızla hayata geçirdiğimiz ‘Deniz’den Toprağa’ platformunda, üreticilerimize her an teklifler, uydu imgeleri, yetiştiricilik tavsiyeleri veriyoruz; bununla birlikte onlardan gelen bilgi taleplerini en kısa müddette karşılıyoruz. Büsbütün DenizBank kaynaklarıyla, gelir elde etmeden hayata geçirdiğimiz ve sendikasyon kredileri için görüştüğümüz tüm dış paydaşların da son derece olumlu karşıladığı bu platformumuz, tarımda dijital dönüşümün amiral gemilerinden. Yakın vakitte kompost gübre ile ilgili bir projeyi hayata geçirdik. Topraklarımızın organik unsur muhtaçlığı giderek yükseliyor; bu durum toprağın su tutma imkanı ve randımanı başta olmak üzere biroldukca mevzuyu direkt etkiliyor. Öte yandan besin israfı epey önemli bir sorun; esere nazaran değişmekle birlikte, yüzde 30 ile yüzde 50 civarında kayıp yaşanan eserler var. Zerzevat ve meyveler bunda başı çekiyor. Belediyelerle işbirliği yaparak bu atıkları ve tüm organik atıkları karıştırabileceğimiz ve elde edilen kompostu toprakla harmanlayarak gübreye dönüştürebileceğimiz bir model geliştirdik; bunun için makinalar aldık. Elde ettiğimiz, organik husus ölçüsü yüksek ve maliyeti düşük gübreyi çiftçilerimize armağan etmeyi planlıyoruz.