Samuag
New member
Obezite ile Gayret Alt Komitesi Raporuna göre, Türkiye’de obezitenin en yüksek görüldüğü bölgeler yüzde 37,5 ile Batı Karadeniz ve yüzde 36,9 ile Orta Anadolu Bölgesi, en az görüldüğü bölgeler yüzde 24,2 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 24,5 ile Orta-Doğu Anadolu öne çıkıyor.
Bayanlarda obezite oranı yüzde 39,1 iken, erkeklerde yüzde 24,5 oranında. Bilgilere nazaran, nüfusun yüzde 34’ü ise çok kilolu.
SIHHAT HARCAMALARININ YÜZDE 12’Sİ OBEZİTEYE BAĞLI
OECD ülkelerinde obezite kaynaklı hastalıkların tedavisinin, toplam sıhhat harcamalarının yüzde 8,4’ünü oluşturduğu, Türkiye’de ise kelam konusu periyotta, sıhhat harcamalarının yüzde 12’sinin obeziteye bağlı hastalıklara ayrılacağı açıklandı.
Obezitenin, güç alımı ve tüketimi içindeki dengesizlik sebebiyle oluştuğuna, en kıymetli sebebin ise yüksek kalorili besinlerin çok tüketilmesi olduğuna dikkat çekilen raporda, obez ve fazla kilolu olgularda böbrek hastalığı ve kardiyometabolik hastalık riskinin kıymetli oranda arttığına işaret ediliyor.
SÜRATLE ARTIYOR
Her geçen yıl tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de süratle artış gösteren ve bir halk sıhhati sorunu olarak Türk Böbrek Vakfı tarafınca çoğunlukla farklı proje ve etkinliklerle ele alınan obezite konusu, TBMM alt komitesinde ayrıntılı olarak raporlandı.
Obezite ile Uğraş Alt Kurulu Raporunu kıymetlendiren Türk Böbrek Vakfı Lideri Timur Erk, “Açıklanan rapor, Türk Böbrek Vakfı olarak uzun yıllardır hayata geçirdiğimiz çalışmaları dayanaklar nitelikte. Raporda sunulan datalar, günümüz ömür koşularının tedbir alınmadığı takdirde obeziteyi maalesef süratle artıracağı yönünde” sözlerini kullandı.
Erk, “Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda hem yetişkinler hem çocuklar için beslenme ve hareketin değerini çoğunlukla lisana getiriyoruz. Biliyoruz ki obezite ve dolaylı olarak obezite kaynaklı böbrek hastalıkları dahil çeşitli hastalıklar, hayat biçimi değişiklikleri ile önlenebilir nitelikte. Bu sebeple çalışmanın ayrıntılıca ele alınması bizler için son derece önemli” dedi.
Rapora nazaran, son 5 yılda Sıhhat Bakanlığı birinci basamak sıhhat hizmetlerine, beslenme tedavisi için başvuranların sayısının ise her geçen gün arttığına dikkat çekiliyor:
“- 2016’da 93 bin 49,
– 2017’de 189 bin 921,
– 2018’de 233 bin 776,
– 2019’da 285 bin 135,
– 2020’de ise 130 bin 977 (pandemi dönemi)”.
Günümüz şartlarında, daha az hareket, daha fazla kalorili beslenme, fast-food olarak tanımlanan sıhhatsiz, rafine karbonhidratlardan varlıklı bitkisel liflerden yoksul, çok yağlı besinlerin tüketimi, tuz ve şeker ölçüsü yüksek paketli besinler, öğün sayısı ve beyaz ekmek tüketimin artması, porsiyonların büyük olması üzere bir hayli niye obezitenin gelişmesine taban oluşturuyor.
Bayanlarda obezite oranı yüzde 39,1 iken, erkeklerde yüzde 24,5 oranında. Bilgilere nazaran, nüfusun yüzde 34’ü ise çok kilolu.
SIHHAT HARCAMALARININ YÜZDE 12’Sİ OBEZİTEYE BAĞLI
OECD ülkelerinde obezite kaynaklı hastalıkların tedavisinin, toplam sıhhat harcamalarının yüzde 8,4’ünü oluşturduğu, Türkiye’de ise kelam konusu periyotta, sıhhat harcamalarının yüzde 12’sinin obeziteye bağlı hastalıklara ayrılacağı açıklandı.
Obezitenin, güç alımı ve tüketimi içindeki dengesizlik sebebiyle oluştuğuna, en kıymetli sebebin ise yüksek kalorili besinlerin çok tüketilmesi olduğuna dikkat çekilen raporda, obez ve fazla kilolu olgularda böbrek hastalığı ve kardiyometabolik hastalık riskinin kıymetli oranda arttığına işaret ediliyor.
SÜRATLE ARTIYOR
Her geçen yıl tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de süratle artış gösteren ve bir halk sıhhati sorunu olarak Türk Böbrek Vakfı tarafınca çoğunlukla farklı proje ve etkinliklerle ele alınan obezite konusu, TBMM alt komitesinde ayrıntılı olarak raporlandı.
Obezite ile Uğraş Alt Kurulu Raporunu kıymetlendiren Türk Böbrek Vakfı Lideri Timur Erk, “Açıklanan rapor, Türk Böbrek Vakfı olarak uzun yıllardır hayata geçirdiğimiz çalışmaları dayanaklar nitelikte. Raporda sunulan datalar, günümüz ömür koşularının tedbir alınmadığı takdirde obeziteyi maalesef süratle artıracağı yönünde” sözlerini kullandı.
Erk, “Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda hem yetişkinler hem çocuklar için beslenme ve hareketin değerini çoğunlukla lisana getiriyoruz. Biliyoruz ki obezite ve dolaylı olarak obezite kaynaklı böbrek hastalıkları dahil çeşitli hastalıklar, hayat biçimi değişiklikleri ile önlenebilir nitelikte. Bu sebeple çalışmanın ayrıntılıca ele alınması bizler için son derece önemli” dedi.
Rapora nazaran, son 5 yılda Sıhhat Bakanlığı birinci basamak sıhhat hizmetlerine, beslenme tedavisi için başvuranların sayısının ise her geçen gün arttığına dikkat çekiliyor:
“- 2016’da 93 bin 49,
– 2017’de 189 bin 921,
– 2018’de 233 bin 776,
– 2019’da 285 bin 135,
– 2020’de ise 130 bin 977 (pandemi dönemi)”.
Günümüz şartlarında, daha az hareket, daha fazla kalorili beslenme, fast-food olarak tanımlanan sıhhatsiz, rafine karbonhidratlardan varlıklı bitkisel liflerden yoksul, çok yağlı besinlerin tüketimi, tuz ve şeker ölçüsü yüksek paketli besinler, öğün sayısı ve beyaz ekmek tüketimin artması, porsiyonların büyük olması üzere bir hayli niye obezitenin gelişmesine taban oluşturuyor.