Professional
New member
Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, 3600 Ek Gösterge çalışmalarında sona geldiklerini belirterek, çalışmayı ocak ayında meclise getireceklerini bildirdi.
İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Memur-Sen Büyük Türkiye Buluşması’nda konuşan Alım, 200 yıldır hegomonik bir üstünlük kuran Batı sisteminin bugün üstünlüğünü kaybetme sürecine girdiğini söylemiş oldu.
Bunu her yeni hadisede görmenin mümkün olduğunu örneklerle açıklayan Alım, “Dünyanın gelişmiş ülkeleri diye bilinen 7 gelişmiş ülkenin pandemi sürecinde karşılaştığı görüntüler, sokaklarda, hastane önlerinde ölen beşerler… Sıhhat sisteminde parası olmadığı için tedavi edilmeyen insanların perişanlığı, Batı sisteminin yalnızca krizinin derinleştiğini değil beraberinde nasıl gayrı insani bir hale dönüştüğünün sözü ve manzaraları olarak yansımıştır.” sözlerini kullandı.
Batı sisteminin bir yüzünün yırtıcı kapitalizm, öbür yüzünün ise emperyalizm olduğunu söz eden Alım, emperyalizmin en hayli Türkiye’nin bulunduğu coğrafyayı tahrip ettiğini belirtti.
Alım, şu biçimde konuştu:
“Bakın Irak’ta kan gölüne dönmüş bir coğrafya var, kentler, kasabalar var. Tıpkı şeyi Suriye’de, Tunus’ta, Libya’da, Afganistan’da, Yemen’de Kafkasya’da görüyoruz. Bütün bu vahşetin tırmanması aslında Batı sisteminin hegomonik üstünlüğünü kaybetme karşısında çaresiz kaldığını, öteki araç bilmediğini, öteki bir istikamet bilmediğini göstermektedir. Bu kriz karşısında Batı emperyalizmi hangi tarafı tanımaktadır? Bir, savaşa, direkt doğruya ülkelerin içerisinde kan dökmeye yönelmektedir. İki, iç savaş çıkarmaktadır. PKK, PYD, DEAŞ üzere terör örgütleri üzerinden ülkelerin iç işlerine terörle müdahale etmektedir. ötürüsıyla bu ülkeleri istikrarsızlaştırmak, denetim altına almak, kendi kontrolleri altına aldıkları idareleri iş başında tutmak istemektedirler. Bu vahşetin nereye kadar uzanacağını varsayım etmek sıkıntı olmasa gerekdir. Bu vahşet insanlık için büyük bir dramdır lakin Batı hegomonyasının da sonunu getirecek olan bir dramdır.”
Bu sürecin ortaya çıkardığı sonuçlardan birisinin ulusal devletlerin bir daha yükselişi olduğunu vurgulayan Alım, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Milli devletler olmasa Batı emperyalizmine karşı direnmek asla mümkün olamazlardı. Türk ulusal devleti de Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde yürütülen demokratikleşme gayretleriyle bir arada yeni bir vasıf kazandı. Yani milletiyle bütünleşerek emperyalizme karşı bu coğrafyada en büyük direnç noktasını oluşturmuştur. Bunun içindir ki Türkiye Akdeniz’de kıstırılmaya çalışılmaktadır. Bunun içindir ki Türkiye, PKK, PYD, DEAŞ üzere cinayet örgütleriyle daima taarruz altında tutulmaktadır. Bu sonuç Batı’nın çıkmazıyla birlikte başarısız olacak bir projenin ismidir. Bu sorun Batı tarafınca başarısız bir biçimde kabul edilmek durumunda kalınacaktır. Terör örgütleriyle baş başa kalacaklardır. Evet, insanımızın, bu coğrafyanın kanı dökülmektedir ancak kanla Batı sisteminin kazanacağı hiç bir şey yoktur. Irak’ta, Afganistan’da kazanamamışlardır. Yarın Libya’da kazanamayacaklardır. Öbür gün Suriye’de kazanamayacaklardır. ötürüsıyla Batı’nın şiddet siyaseti kaçınılmaz bir biçimde kendi sonunu hazırlayan bir istikamete hakikat evrilmektedir.”
“SON 20 YILDA YERLİ KALKINMAYA DAYALI BİR BÜYÜME MODELİNE GEÇİLMİŞTİR”
Başka bir sonucun ulusal devletlerin güçlenmesiyle birlikte kalkınma sorunu olduğunu anlatan Alım, Sanayi İhtilali’ne 200 yıl geç kalmanın bedelini fazlaca ağır ödediklerini kaydetti.
Geçmişteki yanlışların Türk iktisadını dışa bağımlı hale getirdiğini tabir eden Alım, enflasyon, devalüasyon ve krizlerinin ithal ikamesi modelin yanlışlığının kararı olduğunu aktardı.
Türkiye ile birlikte ithal ikamesi sistemine başlayan Asya Kaplanı ülkelerinin başarılı olduğunu fakat Türkiye’nin başarısız olduğunu belirten Alım, şunları kaydetti:
“Başarısızlığın iki kaynağı var. Birisi IMF ve Dünya Bankası perspektifi ile birlikte ekonomiyi yönetmeye kalktık. O da Türk iktisadını Batı’ya, ABD ve Avrupa’ya bağımlı hale getirmiştir. Son 20 yılda değişen şey bu olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yerli kalkınmaya dayalı bir büyüme modeline geçilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tarihte bir dönüşüm yaşandı geçen hafta. Türk Devletleri iş birliğini tabir eden örgüt kuruldu. Bütün bunlar Türkiye’nin yalnızca Suriye’de, yalnızca Akdeniz’de değil, bütün bu coğrafyada barışı temsil eden fakat kalkınma sürecinde de büyüyen bir iktisatla barışı temsil eden bir ülke olduğunu gösteriyor. Türkiye bütün bu düşmanlıkları kendi yerli gücünü, insan gücünü ortaya çıkardıkça başaracağını gösterdi. Bugün dünyanın en süratli büyüyen iki ülkesinden birisiyiz. İki çeyrekte bu biçimdeydi, üçüncü çeyrek de de beklentiler bu biçimde. Yıl sonu prestijiyle da yüzde 10 büyüyeceğimizi iddia ediyoruz.”
Türkiye’de devletin toplumsal devlet kimliğinin ön plana çıktığını söz eden Alım, toplu mukaveleleri, en düşük memur maaşına en yüksek oranda artırımın verilmesini toplumsal devletin aktif kullanmasına örnek olarak gösterdi.
Taban fiyatı enflasyonun üzerinde bir refah düzebir daha taşıyacak bir muahedenin minimum fiyat komitesinden çıkacağını lisana getiren Alım, “Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bir öbür sıkıntı de 3600 Ek Gösterge sorunudur. Bu çalışmayı Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle sonlandırmak için çalışıyoruz. İnşallah ocak ayında TBMM’ye getireceğiz.” dedi.
AK PARTİ’NİN GÜNDEMİNDE TABAN FİYAT VAR
Türkiye’de milyonlarca kişinin beklediği taban fiyat artırımına ait olarak AK Parti MKYK ve MYK’sında da bu mevzu görüşülecek. CNN Türk muhabiri Arda Erdoğan mevzuya ait ayrıntıları aktardı.
CNN Türk muhabiri Arda Erdoğan şunları aktardı:
“AK Parti haftaya ağır gündemle başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem partisinin Merkez Karar ve İdare Heyetini birebir vakitte Merkez Konseyini farklı ayrı toplayacak, iki kıymetli toplantıya başkanlık edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin A Ekibi’yle 20 gündür bir ortaya gelmiyordu.”
Gözden Kaçmasın
Bakan Pakdemirli az evvel duyurdu… Kira, nakliye, tahlil takviye fiyatları belirlendi! Haberi Görüntüle
MİLYONLARIN BEKLEDİĞİ BAŞLIK TABAN FİYAT NE KADAR OLACAK?
“normal olarak bu kademede minimum fiyat tespit kuruluna çevrilecek önümüzdeki ay. Komite önümüzdeki ay çalışmalara başlayacak. Yeni minimum fiyat belirlenecek. Bu sene şüphesiz yüzde 20’lerde dolaşan enflasyon sayıları göz önüne alınarak minimum fiyatta farklı bir artışın yapılması bekleniyor.”
“Bu noktada Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı’nın yürüttüğü bir çalışma var. O çalışmaya dair ayrıntılı bilgilerin AK Parti MKYK’sı ve MYK’sında ele alınması, masaya yatırılması bekleniyor.”
Gözden Kaçmasın
Altın ve kripto paralarda son durumHaberi Görüntüle
“İşçi, patron ve özel bölüm temsilcilerinin fikirleri alınıyor. O fikirler masada olacak, konuşulacak. Kelam konusu bu üç bölümünün de hayat standartları 2022 taban fiyatından beklentileri o çalışmanın ortasında yer alacak. elbette bu başlıklar MKYK ve MYK’da dillendirilecek ve konuşulacak. MKYK üyeleri toplumun biroldukca farklı kesitinden oluşuyor. Onlar toplumun farklı kesitlerinin minimum fiyat beklentilerini de direkt Cumhurbaşkanı’na iletecekler.”
Gözden Kaçmasın
Bakan Karaismailoğlu: Birinci ulusal ve elektrikli tren kısa müddet daha sonra raylardaHaberi Görüntüle
“Ana gündem iktisat olacak. Personel kısmının vergiden muaf tutulma beklentisi var. Bu beklentiye ait rastgele bir yasal süreç gerekiyor mu, mevzuat çalışması gerekiyor mu? MYK ve MKYK’da mercek altına alınacak. Bu iki değerli toplantının akabinde da Ömer Çelik basın mensuplarının sorularını yanıtlayacak.”
İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Memur-Sen Büyük Türkiye Buluşması’nda konuşan Alım, 200 yıldır hegomonik bir üstünlük kuran Batı sisteminin bugün üstünlüğünü kaybetme sürecine girdiğini söylemiş oldu.
Bunu her yeni hadisede görmenin mümkün olduğunu örneklerle açıklayan Alım, “Dünyanın gelişmiş ülkeleri diye bilinen 7 gelişmiş ülkenin pandemi sürecinde karşılaştığı görüntüler, sokaklarda, hastane önlerinde ölen beşerler… Sıhhat sisteminde parası olmadığı için tedavi edilmeyen insanların perişanlığı, Batı sisteminin yalnızca krizinin derinleştiğini değil beraberinde nasıl gayrı insani bir hale dönüştüğünün sözü ve manzaraları olarak yansımıştır.” sözlerini kullandı.
Batı sisteminin bir yüzünün yırtıcı kapitalizm, öbür yüzünün ise emperyalizm olduğunu söz eden Alım, emperyalizmin en hayli Türkiye’nin bulunduğu coğrafyayı tahrip ettiğini belirtti.
Alım, şu biçimde konuştu:
“Bakın Irak’ta kan gölüne dönmüş bir coğrafya var, kentler, kasabalar var. Tıpkı şeyi Suriye’de, Tunus’ta, Libya’da, Afganistan’da, Yemen’de Kafkasya’da görüyoruz. Bütün bu vahşetin tırmanması aslında Batı sisteminin hegomonik üstünlüğünü kaybetme karşısında çaresiz kaldığını, öteki araç bilmediğini, öteki bir istikamet bilmediğini göstermektedir. Bu kriz karşısında Batı emperyalizmi hangi tarafı tanımaktadır? Bir, savaşa, direkt doğruya ülkelerin içerisinde kan dökmeye yönelmektedir. İki, iç savaş çıkarmaktadır. PKK, PYD, DEAŞ üzere terör örgütleri üzerinden ülkelerin iç işlerine terörle müdahale etmektedir. ötürüsıyla bu ülkeleri istikrarsızlaştırmak, denetim altına almak, kendi kontrolleri altına aldıkları idareleri iş başında tutmak istemektedirler. Bu vahşetin nereye kadar uzanacağını varsayım etmek sıkıntı olmasa gerekdir. Bu vahşet insanlık için büyük bir dramdır lakin Batı hegomonyasının da sonunu getirecek olan bir dramdır.”
Bu sürecin ortaya çıkardığı sonuçlardan birisinin ulusal devletlerin bir daha yükselişi olduğunu vurgulayan Alım, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Milli devletler olmasa Batı emperyalizmine karşı direnmek asla mümkün olamazlardı. Türk ulusal devleti de Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde yürütülen demokratikleşme gayretleriyle bir arada yeni bir vasıf kazandı. Yani milletiyle bütünleşerek emperyalizme karşı bu coğrafyada en büyük direnç noktasını oluşturmuştur. Bunun içindir ki Türkiye Akdeniz’de kıstırılmaya çalışılmaktadır. Bunun içindir ki Türkiye, PKK, PYD, DEAŞ üzere cinayet örgütleriyle daima taarruz altında tutulmaktadır. Bu sonuç Batı’nın çıkmazıyla birlikte başarısız olacak bir projenin ismidir. Bu sorun Batı tarafınca başarısız bir biçimde kabul edilmek durumunda kalınacaktır. Terör örgütleriyle baş başa kalacaklardır. Evet, insanımızın, bu coğrafyanın kanı dökülmektedir ancak kanla Batı sisteminin kazanacağı hiç bir şey yoktur. Irak’ta, Afganistan’da kazanamamışlardır. Yarın Libya’da kazanamayacaklardır. Öbür gün Suriye’de kazanamayacaklardır. ötürüsıyla Batı’nın şiddet siyaseti kaçınılmaz bir biçimde kendi sonunu hazırlayan bir istikamete hakikat evrilmektedir.”
“SON 20 YILDA YERLİ KALKINMAYA DAYALI BİR BÜYÜME MODELİNE GEÇİLMİŞTİR”
Başka bir sonucun ulusal devletlerin güçlenmesiyle birlikte kalkınma sorunu olduğunu anlatan Alım, Sanayi İhtilali’ne 200 yıl geç kalmanın bedelini fazlaca ağır ödediklerini kaydetti.
Geçmişteki yanlışların Türk iktisadını dışa bağımlı hale getirdiğini tabir eden Alım, enflasyon, devalüasyon ve krizlerinin ithal ikamesi modelin yanlışlığının kararı olduğunu aktardı.
Türkiye ile birlikte ithal ikamesi sistemine başlayan Asya Kaplanı ülkelerinin başarılı olduğunu fakat Türkiye’nin başarısız olduğunu belirten Alım, şunları kaydetti:
“Başarısızlığın iki kaynağı var. Birisi IMF ve Dünya Bankası perspektifi ile birlikte ekonomiyi yönetmeye kalktık. O da Türk iktisadını Batı’ya, ABD ve Avrupa’ya bağımlı hale getirmiştir. Son 20 yılda değişen şey bu olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yerli kalkınmaya dayalı bir büyüme modeline geçilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tarihte bir dönüşüm yaşandı geçen hafta. Türk Devletleri iş birliğini tabir eden örgüt kuruldu. Bütün bunlar Türkiye’nin yalnızca Suriye’de, yalnızca Akdeniz’de değil, bütün bu coğrafyada barışı temsil eden fakat kalkınma sürecinde de büyüyen bir iktisatla barışı temsil eden bir ülke olduğunu gösteriyor. Türkiye bütün bu düşmanlıkları kendi yerli gücünü, insan gücünü ortaya çıkardıkça başaracağını gösterdi. Bugün dünyanın en süratli büyüyen iki ülkesinden birisiyiz. İki çeyrekte bu biçimdeydi, üçüncü çeyrek de de beklentiler bu biçimde. Yıl sonu prestijiyle da yüzde 10 büyüyeceğimizi iddia ediyoruz.”
Türkiye’de devletin toplumsal devlet kimliğinin ön plana çıktığını söz eden Alım, toplu mukaveleleri, en düşük memur maaşına en yüksek oranda artırımın verilmesini toplumsal devletin aktif kullanmasına örnek olarak gösterdi.
Taban fiyatı enflasyonun üzerinde bir refah düzebir daha taşıyacak bir muahedenin minimum fiyat komitesinden çıkacağını lisana getiren Alım, “Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bir öbür sıkıntı de 3600 Ek Gösterge sorunudur. Bu çalışmayı Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle sonlandırmak için çalışıyoruz. İnşallah ocak ayında TBMM’ye getireceğiz.” dedi.
AK PARTİ’NİN GÜNDEMİNDE TABAN FİYAT VAR
Türkiye’de milyonlarca kişinin beklediği taban fiyat artırımına ait olarak AK Parti MKYK ve MYK’sında da bu mevzu görüşülecek. CNN Türk muhabiri Arda Erdoğan mevzuya ait ayrıntıları aktardı.
CNN Türk muhabiri Arda Erdoğan şunları aktardı:
“AK Parti haftaya ağır gündemle başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem partisinin Merkez Karar ve İdare Heyetini birebir vakitte Merkez Konseyini farklı ayrı toplayacak, iki kıymetli toplantıya başkanlık edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin A Ekibi’yle 20 gündür bir ortaya gelmiyordu.”
Gözden Kaçmasın
Bakan Pakdemirli az evvel duyurdu… Kira, nakliye, tahlil takviye fiyatları belirlendi! Haberi Görüntüle
MİLYONLARIN BEKLEDİĞİ BAŞLIK TABAN FİYAT NE KADAR OLACAK?
“normal olarak bu kademede minimum fiyat tespit kuruluna çevrilecek önümüzdeki ay. Komite önümüzdeki ay çalışmalara başlayacak. Yeni minimum fiyat belirlenecek. Bu sene şüphesiz yüzde 20’lerde dolaşan enflasyon sayıları göz önüne alınarak minimum fiyatta farklı bir artışın yapılması bekleniyor.”
“Bu noktada Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı’nın yürüttüğü bir çalışma var. O çalışmaya dair ayrıntılı bilgilerin AK Parti MKYK’sı ve MYK’sında ele alınması, masaya yatırılması bekleniyor.”
Gözden Kaçmasın
Altın ve kripto paralarda son durumHaberi Görüntüle
“İşçi, patron ve özel bölüm temsilcilerinin fikirleri alınıyor. O fikirler masada olacak, konuşulacak. Kelam konusu bu üç bölümünün de hayat standartları 2022 taban fiyatından beklentileri o çalışmanın ortasında yer alacak. elbette bu başlıklar MKYK ve MYK’da dillendirilecek ve konuşulacak. MKYK üyeleri toplumun biroldukca farklı kesitinden oluşuyor. Onlar toplumun farklı kesitlerinin minimum fiyat beklentilerini de direkt Cumhurbaşkanı’na iletecekler.”
Gözden Kaçmasın
Bakan Karaismailoğlu: Birinci ulusal ve elektrikli tren kısa müddet daha sonra raylardaHaberi Görüntüle
“Ana gündem iktisat olacak. Personel kısmının vergiden muaf tutulma beklentisi var. Bu beklentiye ait rastgele bir yasal süreç gerekiyor mu, mevzuat çalışması gerekiyor mu? MYK ve MKYK’da mercek altına alınacak. Bu iki değerli toplantının akabinde da Ömer Çelik basın mensuplarının sorularını yanıtlayacak.”