Samuag
New member
Ağrı’da kaybolarak 18 gün daha sonra cansız vücudu bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in vefatına ait bir daha yargılanan ve beraat eden 7 sanık hakkında kararın gerekçeli sonucu hazırlandı.
Kararda cumhuriyet savcısının mütalaası, sanık savunmaları, şahitlerin, avukatların ve katılanların beyanlarına yer verildi.
Otopsi raporlarında Leyla’nın vefat sebebinin bilinemediği, aç ve susuz kalarak öldüğüne dair tıbbi kanıtlarının bulunmadığı, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının cesedin bir süre soğuk ortamda tutulması ya da daha sonrasında suya atılması kanaati oluşturduğuna ve kesin olmamakla, bulunduğu tarihten 3 gün evvel ya da kaybolduğu tarihte ölmüş olabileceği bildirildi.
Tüm raporlar doğrultusunda mahkemenin olayın gelişmenine yönelik kabul kısmında baba Nihat ve kardeşi Y.A. içinde aileye ilişkin traktör, altın ve miras arbedesi yaşandığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
“Suçun Y.A. tarafınca işlendiğinin aile ve köy büyüklerince anlaşılması ve isimli yargılamadan kurtulmak ve olayı aile içinde kapatmak için köylülerin bildiklerini anlatmaması ve olayın Y.A. tarafınca aydınlatılmaması hedefiyle tek bir söz etrafında beyan vermeleri hedeflenmiş ve şahitlere baskı yapılarak kovuşturma basamağında beyanlarını değiştirmelerine niçiniyet verilmiştir.”
“BU İŞİ AİLE İÇİNDEN BİRİNİN YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Anne beyanında, “Kızımı kaçıranların dışarıdan biri olmadığını, cinsel istismara uğramadan cansız vücudunun dereye atılmasından dolayı aileden birinin yaptığını düşünüyorum. Eşimin ailesi mal davasında eşimle beni suçladı. Kayınvalidem, kayınpederimle birlikte olduğuma yönelik iftira attı. Kızımın derede bulunduğu gün Y.A. fazlaca ağladı ve reaksiyon verdi. Kızım kaçırıldıktan daha sonra Y.A. ve eşi F.A. her gün banyo yapıp geldi, şüphelendim. Kızımın kokusunun üstlerine sinmesini önlemek için yaptıklarını düşünüyorum” dedi.
Kapalı bir şahit beyanında, “Aile içerisindeki konuşmalardan, kızı kaçıranların B.D. ile Y.A. olduğunu, olay büyüyünce çocuğu bırakamadıklarını ve ellerinde kaldığını duydum. Şükran’ın her şeyi bildiğini lakin eşi Nihat ve öbür aile üyelerinden korktuğu için sustuğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Kararda Leyla Aydemir’in amcası Y.A. ile Y.A, B.D, H.D, M.A, M.A.A. ve A.A. hakkında üzerlerine atılı cürümleri işlediklerine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden ve sanıkların üzerlerine atılı cürmü işledikleri sabit olmadığından “kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” ve “kasten öldürme” hatalarından beraatlerine hükmedildiği bildirildi.
KÜÇÜK LEYLA’NIN CANSIZ VÜCUDUNA 18 GÜN daha sonra ULAŞILMIŞTI
Ağrı’da 15 Haziran 2018’de Ramazan Bayramı’nda ailesiyle dedesini ziyarete gittiğinde Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla’nın bulunması için çalışma başlatılmış ve cansız vücudu kaybolduktan 18 gün daha sonra köye 2 kilometre aralıkta, yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların içinde bulunmuş, bedeninde darp ya da yara izine rastlanmayan çocuğun cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti.
Olayın akabinde Leyla’nın vefatına ait 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.
Davanın 2 Ekim 2020’de bu mahkemede görülen karar duruşmasında tutuklu sanık amca Y.A. “kasten öldürme” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet ve “cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” hatasından 4 yıl mahpus cezasına çarptırılmış, öbür sanıklar Y.A, B.D, H.D, M.A, M.A.A. ve A.A. ise kanıt yetersizliğinden beraat etmişti.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ, MAHALLÎ MAHKEMENİN KARARINI BOZMUŞTU
Belgeyi inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, sanığa ceza verilebilmesi için her türlü kuşkudan uzak kanıt olması gerektiğine ve çeşitli yordam eksikliklerine işaret ederek mahallî mahkemenin sonucunı tüm sanıklar istikametinden bozmuştu.
Mahallî mahkemenin sonucunı hem temel hem adap istikametinden bozan mahkeme, Y.A’nın tahliyesine karar vermişti.
Karara Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığının 4 Ocak 2021’de yaptığı itiraz da Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince reddedilmişti.
Belgeyi inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Liderler Konseyi da 1. Ceza Dairesinin bozma sonucunı hukuka uygun bulmuştu.
Kararda cumhuriyet savcısının mütalaası, sanık savunmaları, şahitlerin, avukatların ve katılanların beyanlarına yer verildi.
Otopsi raporlarında Leyla’nın vefat sebebinin bilinemediği, aç ve susuz kalarak öldüğüne dair tıbbi kanıtlarının bulunmadığı, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının cesedin bir süre soğuk ortamda tutulması ya da daha sonrasında suya atılması kanaati oluşturduğuna ve kesin olmamakla, bulunduğu tarihten 3 gün evvel ya da kaybolduğu tarihte ölmüş olabileceği bildirildi.
Tüm raporlar doğrultusunda mahkemenin olayın gelişmenine yönelik kabul kısmında baba Nihat ve kardeşi Y.A. içinde aileye ilişkin traktör, altın ve miras arbedesi yaşandığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
“Suçun Y.A. tarafınca işlendiğinin aile ve köy büyüklerince anlaşılması ve isimli yargılamadan kurtulmak ve olayı aile içinde kapatmak için köylülerin bildiklerini anlatmaması ve olayın Y.A. tarafınca aydınlatılmaması hedefiyle tek bir söz etrafında beyan vermeleri hedeflenmiş ve şahitlere baskı yapılarak kovuşturma basamağında beyanlarını değiştirmelerine niçiniyet verilmiştir.”
“BU İŞİ AİLE İÇİNDEN BİRİNİN YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Anne beyanında, “Kızımı kaçıranların dışarıdan biri olmadığını, cinsel istismara uğramadan cansız vücudunun dereye atılmasından dolayı aileden birinin yaptığını düşünüyorum. Eşimin ailesi mal davasında eşimle beni suçladı. Kayınvalidem, kayınpederimle birlikte olduğuma yönelik iftira attı. Kızımın derede bulunduğu gün Y.A. fazlaca ağladı ve reaksiyon verdi. Kızım kaçırıldıktan daha sonra Y.A. ve eşi F.A. her gün banyo yapıp geldi, şüphelendim. Kızımın kokusunun üstlerine sinmesini önlemek için yaptıklarını düşünüyorum” dedi.
Kapalı bir şahit beyanında, “Aile içerisindeki konuşmalardan, kızı kaçıranların B.D. ile Y.A. olduğunu, olay büyüyünce çocuğu bırakamadıklarını ve ellerinde kaldığını duydum. Şükran’ın her şeyi bildiğini lakin eşi Nihat ve öbür aile üyelerinden korktuğu için sustuğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Kararda Leyla Aydemir’in amcası Y.A. ile Y.A, B.D, H.D, M.A, M.A.A. ve A.A. hakkında üzerlerine atılı cürümleri işlediklerine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden ve sanıkların üzerlerine atılı cürmü işledikleri sabit olmadığından “kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” ve “kasten öldürme” hatalarından beraatlerine hükmedildiği bildirildi.
KÜÇÜK LEYLA’NIN CANSIZ VÜCUDUNA 18 GÜN daha sonra ULAŞILMIŞTI
Ağrı’da 15 Haziran 2018’de Ramazan Bayramı’nda ailesiyle dedesini ziyarete gittiğinde Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla’nın bulunması için çalışma başlatılmış ve cansız vücudu kaybolduktan 18 gün daha sonra köye 2 kilometre aralıkta, yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların içinde bulunmuş, bedeninde darp ya da yara izine rastlanmayan çocuğun cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti.
Olayın akabinde Leyla’nın vefatına ait 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.
Davanın 2 Ekim 2020’de bu mahkemede görülen karar duruşmasında tutuklu sanık amca Y.A. “kasten öldürme” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet ve “cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” hatasından 4 yıl mahpus cezasına çarptırılmış, öbür sanıklar Y.A, B.D, H.D, M.A, M.A.A. ve A.A. ise kanıt yetersizliğinden beraat etmişti.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ, MAHALLÎ MAHKEMENİN KARARINI BOZMUŞTU
Belgeyi inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, sanığa ceza verilebilmesi için her türlü kuşkudan uzak kanıt olması gerektiğine ve çeşitli yordam eksikliklerine işaret ederek mahallî mahkemenin sonucunı tüm sanıklar istikametinden bozmuştu.
Mahallî mahkemenin sonucunı hem temel hem adap istikametinden bozan mahkeme, Y.A’nın tahliyesine karar vermişti.
Karara Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığının 4 Ocak 2021’de yaptığı itiraz da Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince reddedilmişti.
Belgeyi inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Liderler Konseyi da 1. Ceza Dairesinin bozma sonucunı hukuka uygun bulmuştu.