Samuag
New member
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) itirafçısı eski Tuğgeneral Serdar Atasoy, kurmaylık imtihanlarının sorularının kendisine verildiğini itiraf ederek, soruları almadan evvel Kur’an-ı Kerim üzerine kelam verdiğini söylemiş oldu.
Tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Atasoy, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca hazırlanan iddianamede Atasoy hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘resmi dokümanda sahtecilik’ ve ‘kamu kurum ve kuruşlarının ziyanına dolandırıcılık’ hatalarından 32,5 yıla kadar mahpus cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Aktif pişmanlıktan yaralanmak istediğini belirten Atasoy, örgüt ortasında faaliyet gösterdiği periyotta ‘Yavuz’ kod isminin kullandığını söylemiş oldu.
2014 yılında KKTC’de bakılırsav yaptığı sırada örgütün gerçek yüzünü gördüğü için kopmaya başladığını sav etti.
Eşinin takviyesiyle örgütten koptuğunu belirten Atasoy, askeri ateşe olarak bakılırsav yaptığı Bangladeş’te Erkan Çapan isimli şahsın kendisini bir daha örgütle bir ortaya getirmeye çalıştığını lakin kabul etmediğini söylemiş oldu.
”HİMMET İSMİ ALTINDA BİR KISIM PARA VERDİM”
Mezun olduktan daha sonra nazaranv yaptığı kentlerde kendisinin örgütten rastgele birisiyle irtibata geçmediğini anlatan Atasoy, “1996 yılında Siirt’e iki yıl misyon yaptıktan daha sonra Lüleburgaz’a atandım. O periyot örgütten beni arayan olmadı, bir süre daha sonra hekim olduğunu bildiğim Ali İhsan isimli örgüt ağabeyiyle tanıştım. Ali İhsan’dan daha sonra Emre Fırat ile görüşmem devam etti. Onunla görüşmemiz 2002 yılına kadar sürdü. Emre Fırat, Gülen’in tabibi olarak bilinen Kudret Ünal’ın kızıyla evliydi. Himmet ismi altında maaşımdan bir ölçü para veriyordum, bu paranın muhakkak bir ölçüsü yoktu ‘İstediğiniz kadar verin’ demişlerdi” dedi.
“SINAV SORULARINI ALMADAN EVVEL KUR’AN-I KERİM ÜZERİNE YEMİN ETTİM”
Kurmaylık imtihanlarına hazırlanırken örgüt mensupları tarafınca birtakım kısımların imtihan sorularının verildiğini söyleyen Atasoy, şu biçimde devam etti:
“Soruları almadan evvel Kur’an-ı Kerim üzerine kelam verdim. İmtihana hazırlandığım meskene ismini bilmediğim bir şahıs imtihan sorularını getirdi. Teğmenlik rütbelerimi Gülen takmadı, bu biçimde bir şey yaşanmadı. Gözaltında bulunduğum periyot ruh sıhhatim yerinde değildi o yüzden bu biçimde bir söz verdim. Darbe sırasında Bangladeş’teydim. Darbe oldu dediklerinde de Bangladeş’te darbe yapıldı zannettim. Telefona gelen iletilere da bu yüzden ‘Emredersiniz komutanım’ diye cevapladım. Bu durum darbeyi kabul ettiğim manasına gelmez.”
Sanık Atasoy’un beyanını dinleyen mahkeme, Atasoy’un aktif pişmanlık kararlarından yararlandırılmasını ve ‘silahlı terör örgütüne üyelik’ ve ‘dolandırıcılık’ kabahatlerinden yargılanmasına hükmederek, duruşmayı 9 Kasım’a erteledi.
Tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Atasoy, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca hazırlanan iddianamede Atasoy hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘resmi dokümanda sahtecilik’ ve ‘kamu kurum ve kuruşlarının ziyanına dolandırıcılık’ hatalarından 32,5 yıla kadar mahpus cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Aktif pişmanlıktan yaralanmak istediğini belirten Atasoy, örgüt ortasında faaliyet gösterdiği periyotta ‘Yavuz’ kod isminin kullandığını söylemiş oldu.
2014 yılında KKTC’de bakılırsav yaptığı sırada örgütün gerçek yüzünü gördüğü için kopmaya başladığını sav etti.
Eşinin takviyesiyle örgütten koptuğunu belirten Atasoy, askeri ateşe olarak bakılırsav yaptığı Bangladeş’te Erkan Çapan isimli şahsın kendisini bir daha örgütle bir ortaya getirmeye çalıştığını lakin kabul etmediğini söylemiş oldu.
”HİMMET İSMİ ALTINDA BİR KISIM PARA VERDİM”
Mezun olduktan daha sonra nazaranv yaptığı kentlerde kendisinin örgütten rastgele birisiyle irtibata geçmediğini anlatan Atasoy, “1996 yılında Siirt’e iki yıl misyon yaptıktan daha sonra Lüleburgaz’a atandım. O periyot örgütten beni arayan olmadı, bir süre daha sonra hekim olduğunu bildiğim Ali İhsan isimli örgüt ağabeyiyle tanıştım. Ali İhsan’dan daha sonra Emre Fırat ile görüşmem devam etti. Onunla görüşmemiz 2002 yılına kadar sürdü. Emre Fırat, Gülen’in tabibi olarak bilinen Kudret Ünal’ın kızıyla evliydi. Himmet ismi altında maaşımdan bir ölçü para veriyordum, bu paranın muhakkak bir ölçüsü yoktu ‘İstediğiniz kadar verin’ demişlerdi” dedi.
“SINAV SORULARINI ALMADAN EVVEL KUR’AN-I KERİM ÜZERİNE YEMİN ETTİM”
Kurmaylık imtihanlarına hazırlanırken örgüt mensupları tarafınca birtakım kısımların imtihan sorularının verildiğini söyleyen Atasoy, şu biçimde devam etti:
“Soruları almadan evvel Kur’an-ı Kerim üzerine kelam verdim. İmtihana hazırlandığım meskene ismini bilmediğim bir şahıs imtihan sorularını getirdi. Teğmenlik rütbelerimi Gülen takmadı, bu biçimde bir şey yaşanmadı. Gözaltında bulunduğum periyot ruh sıhhatim yerinde değildi o yüzden bu biçimde bir söz verdim. Darbe sırasında Bangladeş’teydim. Darbe oldu dediklerinde de Bangladeş’te darbe yapıldı zannettim. Telefona gelen iletilere da bu yüzden ‘Emredersiniz komutanım’ diye cevapladım. Bu durum darbeyi kabul ettiğim manasına gelmez.”
Sanık Atasoy’un beyanını dinleyen mahkeme, Atasoy’un aktif pişmanlık kararlarından yararlandırılmasını ve ‘silahlı terör örgütüne üyelik’ ve ‘dolandırıcılık’ kabahatlerinden yargılanmasına hükmederek, duruşmayı 9 Kasım’a erteledi.