Samuag
New member
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli partisinin küme toplantısında konuşuyor.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Rusya ile Ukrayna içinde gün geçtikçe artan tansiyonun Türkiye’yi, Kafkasya’yı nasıl etkileyeceğini ölçmek lazımdır. Beklentimiz barış ve sukunetin temel olmasıdır. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne hürmet gösterilmelidir. ABD muhtemel bir savaşta Ukrayna’ya asker göndermeyeceğini açıklamıştır.
ABD, PKK/YPG tanksavar füzelerini ise Ukrayna’ya göndermiştir. Rusya ise Ukrayna sonundaki varlığını güçlendirmiş her ihtimale hazır olduğu bildirisini vermiştir. ABD’nin Avrupa’yı çatışmaya ikna edemediği anlaşılıyor.
Rusya ile Ukrayna içinde alakaların uygunlaşması bu ülkeyle dostça ve yapan alakaları bulunan üçüncü bir ülke tarafınca olacaktır. Bu ülke kuşkusuz Türkiye’dir. Sayın Erdoğan’ın Ukrayna ziyareti bölge barışına takviye olabilir.
İstanbul’a perşembenin geleceği çarşambadan muhakkaktı. Sorun karın yağması değil alınmayan tedbirler zinciridir. İBB Lideri meteorolojinin ihtarlarını hatırlayamamıştır. Önemli olan önlemleri kar yağmadan almaktır. Balığa tuz dökmeyi akıl etmiş ancak yolları tuzlamayacak idare maharetine sahip olamamıştır. İstanbul’da balık baştan kokmuştur. Kar göstere göstere gelmiş, İstanbul Belediyesi, vatandaşlarımızı sıkıntıya mahkum etmiştir.
Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbulludan daha hayli önemsemiştir. Olağan koşullarda İstanbul Belediye Lideri’nin pek tabi herkesle görüşmesi olağandır. Olağan olmayan bir ortamda lüks bir yerde görüşülmesidir. Bir belediye lideri için karla gayretten öbür ne kıymetli olabilir.
Niçin ve ne gayeyle bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir, görüşme değerliyse kağıt üzerine alınmış mıdır? Son vakit içinderda ülkemizde bakılırsav yapan büyükelçilerle yapılan görüşmeler dikkat caziptir.
MOBESE kayıtlarına niyet kıyamet koparırlar. İstanbul dramı konuşmazlar, karı konuşmazlar. İzleniyorlarmış, takip ediliyorlarmış, geçin bunları. Açığı olanların MOBESE’den şikayet etmesi doğaldır. İstanbul’da yaşanan dünyanın öbür bir ülkesinde yaşansaydı, o belediye lideri bir dakika koltuğunda oturmazdı. Dileğimiz Büyükşehir Belediye Lideri’nin vazifeden affını istemesi ve demokrasinin önünü açmasıdır.
Tabir ve fikir hürriyeti, vandalların ikmal deposu değildir. Demokrasi ihanetin kılıfı olamaz. Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek, hayvan benzetmesi yapmak tabir ve niyet özgürlüğü sayılamaz. Bu kabahattir. Hz. Adem ile Hz. Hava’ya söylenen kelamlar kolay bir kelam olarak bedellendirilemez.
Trabzon’daki 10 yaşındaki çocuğumuz cumhurbaşkanına “Amca” derken, Kılıçdaroğlu’na hain demiştir. Bu çocuğa bunları düşündüren nedir? Eren Bülbül’ün katilleriyle saf tutanlar, katila katil, teröriste terörist diyemeyen her kim var ise demokrasiye geceyle gündüz üzere aralık koymuştur. Sorosçu Kavala’ya övgü düzmek demokrasi değildir. Demokrasi taşlaşmış kalplerin harcı değildir.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Rusya ile Ukrayna içinde gün geçtikçe artan tansiyonun Türkiye’yi, Kafkasya’yı nasıl etkileyeceğini ölçmek lazımdır. Beklentimiz barış ve sukunetin temel olmasıdır. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne hürmet gösterilmelidir. ABD muhtemel bir savaşta Ukrayna’ya asker göndermeyeceğini açıklamıştır.
ABD, PKK/YPG tanksavar füzelerini ise Ukrayna’ya göndermiştir. Rusya ise Ukrayna sonundaki varlığını güçlendirmiş her ihtimale hazır olduğu bildirisini vermiştir. ABD’nin Avrupa’yı çatışmaya ikna edemediği anlaşılıyor.
Rusya ile Ukrayna içinde alakaların uygunlaşması bu ülkeyle dostça ve yapan alakaları bulunan üçüncü bir ülke tarafınca olacaktır. Bu ülke kuşkusuz Türkiye’dir. Sayın Erdoğan’ın Ukrayna ziyareti bölge barışına takviye olabilir.
İstanbul’a perşembenin geleceği çarşambadan muhakkaktı. Sorun karın yağması değil alınmayan tedbirler zinciridir. İBB Lideri meteorolojinin ihtarlarını hatırlayamamıştır. Önemli olan önlemleri kar yağmadan almaktır. Balığa tuz dökmeyi akıl etmiş ancak yolları tuzlamayacak idare maharetine sahip olamamıştır. İstanbul’da balık baştan kokmuştur. Kar göstere göstere gelmiş, İstanbul Belediyesi, vatandaşlarımızı sıkıntıya mahkum etmiştir.
Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbulludan daha hayli önemsemiştir. Olağan koşullarda İstanbul Belediye Lideri’nin pek tabi herkesle görüşmesi olağandır. Olağan olmayan bir ortamda lüks bir yerde görüşülmesidir. Bir belediye lideri için karla gayretten öbür ne kıymetli olabilir.
Niçin ve ne gayeyle bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir, görüşme değerliyse kağıt üzerine alınmış mıdır? Son vakit içinderda ülkemizde bakılırsav yapan büyükelçilerle yapılan görüşmeler dikkat caziptir.
MOBESE kayıtlarına niyet kıyamet koparırlar. İstanbul dramı konuşmazlar, karı konuşmazlar. İzleniyorlarmış, takip ediliyorlarmış, geçin bunları. Açığı olanların MOBESE’den şikayet etmesi doğaldır. İstanbul’da yaşanan dünyanın öbür bir ülkesinde yaşansaydı, o belediye lideri bir dakika koltuğunda oturmazdı. Dileğimiz Büyükşehir Belediye Lideri’nin vazifeden affını istemesi ve demokrasinin önünü açmasıdır.
Tabir ve fikir hürriyeti, vandalların ikmal deposu değildir. Demokrasi ihanetin kılıfı olamaz. Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek, hayvan benzetmesi yapmak tabir ve niyet özgürlüğü sayılamaz. Bu kabahattir. Hz. Adem ile Hz. Hava’ya söylenen kelamlar kolay bir kelam olarak bedellendirilemez.
Trabzon’daki 10 yaşındaki çocuğumuz cumhurbaşkanına “Amca” derken, Kılıçdaroğlu’na hain demiştir. Bu çocuğa bunları düşündüren nedir? Eren Bülbül’ün katilleriyle saf tutanlar, katila katil, teröriste terörist diyemeyen her kim var ise demokrasiye geceyle gündüz üzere aralık koymuştur. Sorosçu Kavala’ya övgü düzmek demokrasi değildir. Demokrasi taşlaşmış kalplerin harcı değildir.