Samuag
New member
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığınca düzenlenen Memleketler arası Stratejik Bağlantı Tepesi’ne (Stratcom Summit ’21) görüntü bildiri gönderdi.
Doruğun hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, bu değerli doruğun hayata geçirilmesine vesile olan Bağlantı Başkanlığını ve dayanak veren paydaşları tebrik etti.
Kamu ve özel kesimden, üniversitelerden, sivil toplumdan, medyadan uzmanları ve başkanları bir ortaya getiren Memleketler arası Stratejik Bağlantı Doruğu’nun, kendi alanında kıymetli bir boşluğu dolduracağına inandığını kaydeden Erdoğan, tepeye katkı sunacak iştirakçilere da teşekkür etti.
”STRATEJİK BAĞLANTI FAALİYETLERİNİN DEĞERİ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojik gelişmelerin sürat kazandığı, dijitalleşmenin toplumsal ve beşeri ömrü derinden etkilediği bir periyottan geçildiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“Bu süreçte stratejik irtibat faaliyetlerinin ehemmiyeti de gün geçtikçe artıyor. Bilhassa toplumsal medya mecralarının yaygınlaşmasıyla birlikte palavranın, üretilmiş haberlerin, dezenformasyonun süratle yayıldığını görüyoruz. Tesirli bir kontrol düzeneğinin olmadığı bu mecralardan yayılan bu usul haberler sebebiyle milyonlarca insanın ömrü kararmaktadır. Birinci ortaya çıktığında özgürlüğün sembolü olarak nitelenen toplumsal medya, günümüz demokrasisi için ana tehdit kaynaklarından birine dönüşmüştür. Yükselen dijital faşizm ve palavra haber furyası karşısında bizim üzere dünyanın gelişmiş demokrasileri de teyakkuz halindedir. Gelinen etapta dezenformasyon yalnızca bir ulusal güvenlik problemi olmanın ötesine geçerek, global bir güvenlik sorunu halini almıştır. Kamuoyunu direkt bilgilendirmek, dezenformasyon ve propaganda ile hakikat dairesinde uğraş etmek bu bakımdan kıymet arz ediyor. Vatandaşlarımızın yanlışsız ve tarafsız haber alma hakkına halel getirmeden, insanımızı, bilhassa toplumumuzun savunmasız kesitlerini palavraya ve dezenformasyona karşı müdafaaya çalışıyoruz.”
”GERÇEKLERİN ÜSTÜNÜN PALAVRALARLA ÖRTÜLMESİNE MUTLAKA MÜSAADE VERMEYECEĞİZ”
Dünyadaki güzel örnekler ışığında, gereksinimler çerçevesinde yasal yerde gerekli hukuksal ve idari düzenlemeleri hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, tüm bunları yaparken de demokrasinin ve memleketler arası hukukun tanıdığı yetkiler çerçevesinde hareket ettiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maddi gücü, milletlerarası pozisyonu, tezi ne olursa olsun, kimsenin, hiç bir şirketin hukukun üstünde olmayacağını vurguladıklarını lisana getirerek, konuşmasını şu biçimde tamamladı:
“Kendini layüsel olarak goren global şebekelere karşın, açık ve pak bir irtibat anlayışıyla çabamızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Hakikatin algı operasyonlarıyla değersizleştirilmesine, gerçeklerin üstünün palavralarla örtülmesine katiyetle müsaade vermeyeceğiz. Bu maksat doğrultusunda şimdiye kadar tarihi ehemmiyette biroldukca adım attık. Ulusal Kamu Diplomasisi Strateji Evrakı ve Hareket Planı’nı yayımlayarak, ilgili kurumlarımızın yol haritasını oluşturduk. Hala hazırlıkları süren Stratejik Bağlantı Siyaset Belgesi’yle inşallah bu gayretlerimizi bir üst düzeye taşıyacağız. Birinci defa düzenlenen Milletlerarası Stratejik Bağlantı Tepesi’ni de bu istikamette atılmış bir başka kıymetli adım olarak görüyorum. Tepenin bu alanda trendleri belirleyen, uzman iştirakçileriyle stratejik bağlantı çalışmalarına taraf veren bir platforma dönüşeceğine inanıyorum. Tepenin düzenlenmesinde emeği geçenleri tekrar tebrik ediyor, sizleri bir defa daha hürmetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.”
Doruğun hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, bu değerli doruğun hayata geçirilmesine vesile olan Bağlantı Başkanlığını ve dayanak veren paydaşları tebrik etti.
Kamu ve özel kesimden, üniversitelerden, sivil toplumdan, medyadan uzmanları ve başkanları bir ortaya getiren Memleketler arası Stratejik Bağlantı Doruğu’nun, kendi alanında kıymetli bir boşluğu dolduracağına inandığını kaydeden Erdoğan, tepeye katkı sunacak iştirakçilere da teşekkür etti.
”STRATEJİK BAĞLANTI FAALİYETLERİNİN DEĞERİ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojik gelişmelerin sürat kazandığı, dijitalleşmenin toplumsal ve beşeri ömrü derinden etkilediği bir periyottan geçildiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“Bu süreçte stratejik irtibat faaliyetlerinin ehemmiyeti de gün geçtikçe artıyor. Bilhassa toplumsal medya mecralarının yaygınlaşmasıyla birlikte palavranın, üretilmiş haberlerin, dezenformasyonun süratle yayıldığını görüyoruz. Tesirli bir kontrol düzeneğinin olmadığı bu mecralardan yayılan bu usul haberler sebebiyle milyonlarca insanın ömrü kararmaktadır. Birinci ortaya çıktığında özgürlüğün sembolü olarak nitelenen toplumsal medya, günümüz demokrasisi için ana tehdit kaynaklarından birine dönüşmüştür. Yükselen dijital faşizm ve palavra haber furyası karşısında bizim üzere dünyanın gelişmiş demokrasileri de teyakkuz halindedir. Gelinen etapta dezenformasyon yalnızca bir ulusal güvenlik problemi olmanın ötesine geçerek, global bir güvenlik sorunu halini almıştır. Kamuoyunu direkt bilgilendirmek, dezenformasyon ve propaganda ile hakikat dairesinde uğraş etmek bu bakımdan kıymet arz ediyor. Vatandaşlarımızın yanlışsız ve tarafsız haber alma hakkına halel getirmeden, insanımızı, bilhassa toplumumuzun savunmasız kesitlerini palavraya ve dezenformasyona karşı müdafaaya çalışıyoruz.”
”GERÇEKLERİN ÜSTÜNÜN PALAVRALARLA ÖRTÜLMESİNE MUTLAKA MÜSAADE VERMEYECEĞİZ”
Dünyadaki güzel örnekler ışığında, gereksinimler çerçevesinde yasal yerde gerekli hukuksal ve idari düzenlemeleri hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, tüm bunları yaparken de demokrasinin ve memleketler arası hukukun tanıdığı yetkiler çerçevesinde hareket ettiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maddi gücü, milletlerarası pozisyonu, tezi ne olursa olsun, kimsenin, hiç bir şirketin hukukun üstünde olmayacağını vurguladıklarını lisana getirerek, konuşmasını şu biçimde tamamladı:
“Kendini layüsel olarak goren global şebekelere karşın, açık ve pak bir irtibat anlayışıyla çabamızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Hakikatin algı operasyonlarıyla değersizleştirilmesine, gerçeklerin üstünün palavralarla örtülmesine katiyetle müsaade vermeyeceğiz. Bu maksat doğrultusunda şimdiye kadar tarihi ehemmiyette biroldukca adım attık. Ulusal Kamu Diplomasisi Strateji Evrakı ve Hareket Planı’nı yayımlayarak, ilgili kurumlarımızın yol haritasını oluşturduk. Hala hazırlıkları süren Stratejik Bağlantı Siyaset Belgesi’yle inşallah bu gayretlerimizi bir üst düzeye taşıyacağız. Birinci defa düzenlenen Milletlerarası Stratejik Bağlantı Tepesi’ni de bu istikamette atılmış bir başka kıymetli adım olarak görüyorum. Tepenin bu alanda trendleri belirleyen, uzman iştirakçileriyle stratejik bağlantı çalışmalarına taraf veren bir platforma dönüşeceğine inanıyorum. Tepenin düzenlenmesinde emeği geçenleri tekrar tebrik ediyor, sizleri bir defa daha hürmetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.”