Professional
New member
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şişecam Polatlı Fabrikası Yeni Üretim Çizgisi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bu ülkede taş üstüne taş koyan, üreten, ihracat yapan, insanımıza istihdam sağlayan her endüstricinin başımızın üstünde yeri vardır. Birileri ısrarla ‘Türkiye’de fabrika yok.’ diyerek bizden fazla sanayicimize hakaret etmeyi sürdürüyor.” sözlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye iktisadıyla ilgili şu konulara dikkat çekti:
* Polatlı Üretim Tesisi Şişecam global vizyonunun yeni halkasını oluşturuyor. 1 milyarlık bu ek yatırımla düz cam kapasitesini 2 milyon tona çıkardı. 540 bin tonluk hacmiyle Avrupa’nın en büyük düz cam üretim tesisidir. Cama dayalı mamüllerin inşaattan otomotive her alanda kullanmasının yaygınlaştığı düşünüldüğünde ülkemiz iktisadı için taşıdığı kıymet daha düzgün anlaşılacaktır.
* Biz her stratejik eserde olduğu üzere bunda da talebin kendi iç piyasasında karşılanmasını dilek ediyoruz. Şişecam’ın kuvvetli kapasitesiyle bu eksiği gidereceğine inanıyorum. Geri dönüşüm projeleriyle de Şişecam’ın atılımlarını tepede kalma gayretindeki kuvvetli adımlar olarak görüyorum.
* Ülkemizi inovasyonun merkezine ulaştırmak için kolları sıvadık. Tarihi nitelikte biroldukca adım attık. Sivil toplumu işin içine kattık. Dal temsilcilerimizle toplantılar yaptık. Tıkanan yatırım ve üretim kanallarını açmak için gayret harcadık.
“2001’DEKİ EKONOMİK KRİZİN TESİRLERİNİ HALA YAŞIYORUZ”
* Sanayi bölgelerimiz 2 milyon 200 bin işçimizin ekmek kapısı oldu. Öteki firmalarımızı da ülkemizdeki yatırım faaliyetlerini değerlendirmeye davet ediyorum. Şişecam Türk iktisadının hangi zorluklardan geçerek bugüne geldiğinin en hoş örneğidir. Türkiye 2001’de baş gösteren ekonomik krizin tesirlerini hala yaşıyor. Milyarlarca dolar ulusal servet batan bankalarda buharlaşmış esnaf ve sanayicimiz, tüccar ve çiftçimiz iflasın eşiğine gelmişti. 2002 Türkiyesi kişi başı ulusal gelirin 3600 doları lakin bulduğu yoksul bir ülkeydi. Neredeyse büsbütün dışa bağımlı bir Türkiyeydi. Terörün vesayetin baskıların kol gezdiği bir ülkeydi.
3 Kasım’da bakılırsave geldiğimizde karşımızda bu biçimde bir Türkiye vardı. Yatırımın üretimin merkezine ulaştırmak için kolları sıvadık. Türkiye iktisadını prangalarından kurtarmak için tarihi nitelikte adım attık. Tıkanan yatırım ve üretim kanallarını açmak için fazlaca büyük efor harcadık. Rekabeti temel alan şeffaf ve öngörülebilir siyasetlerle ülkemizi kalkındırdık. Maruz kaldığımız ataklara karşın daha demokratik Türkiye’den hiç bir vakit vazgeçmedik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye iktisadıyla ilgili şu konulara dikkat çekti:
* Polatlı Üretim Tesisi Şişecam global vizyonunun yeni halkasını oluşturuyor. 1 milyarlık bu ek yatırımla düz cam kapasitesini 2 milyon tona çıkardı. 540 bin tonluk hacmiyle Avrupa’nın en büyük düz cam üretim tesisidir. Cama dayalı mamüllerin inşaattan otomotive her alanda kullanmasının yaygınlaştığı düşünüldüğünde ülkemiz iktisadı için taşıdığı kıymet daha düzgün anlaşılacaktır.
* Biz her stratejik eserde olduğu üzere bunda da talebin kendi iç piyasasında karşılanmasını dilek ediyoruz. Şişecam’ın kuvvetli kapasitesiyle bu eksiği gidereceğine inanıyorum. Geri dönüşüm projeleriyle de Şişecam’ın atılımlarını tepede kalma gayretindeki kuvvetli adımlar olarak görüyorum.
* Ülkemizi inovasyonun merkezine ulaştırmak için kolları sıvadık. Tarihi nitelikte biroldukca adım attık. Sivil toplumu işin içine kattık. Dal temsilcilerimizle toplantılar yaptık. Tıkanan yatırım ve üretim kanallarını açmak için gayret harcadık.
“2001’DEKİ EKONOMİK KRİZİN TESİRLERİNİ HALA YAŞIYORUZ”
* Sanayi bölgelerimiz 2 milyon 200 bin işçimizin ekmek kapısı oldu. Öteki firmalarımızı da ülkemizdeki yatırım faaliyetlerini değerlendirmeye davet ediyorum. Şişecam Türk iktisadının hangi zorluklardan geçerek bugüne geldiğinin en hoş örneğidir. Türkiye 2001’de baş gösteren ekonomik krizin tesirlerini hala yaşıyor. Milyarlarca dolar ulusal servet batan bankalarda buharlaşmış esnaf ve sanayicimiz, tüccar ve çiftçimiz iflasın eşiğine gelmişti. 2002 Türkiyesi kişi başı ulusal gelirin 3600 doları lakin bulduğu yoksul bir ülkeydi. Neredeyse büsbütün dışa bağımlı bir Türkiyeydi. Terörün vesayetin baskıların kol gezdiği bir ülkeydi.
3 Kasım’da bakılırsave geldiğimizde karşımızda bu biçimde bir Türkiye vardı. Yatırımın üretimin merkezine ulaştırmak için kolları sıvadık. Türkiye iktisadını prangalarından kurtarmak için tarihi nitelikte adım attık. Tıkanan yatırım ve üretim kanallarını açmak için fazlaca büyük efor harcadık. Rekabeti temel alan şeffaf ve öngörülebilir siyasetlerle ülkemizi kalkındırdık. Maruz kaldığımız ataklara karşın daha demokratik Türkiye’den hiç bir vakit vazgeçmedik.