Samuag
New member
Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Heyeti Üyesi ve Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit salgındaki son durumu kıymetlendirdi.
Maske kullanmasının azalmasıyla üst teneffüs yolu enfeksiyonlarının da bir daha kendisini göstermeye başladığını belirten Yiyit, “Maske nasıl bizi corona virüsten koruyorsa aslında bütün viral enfeksiyonlardan koruyor” dedi.
Son periyotta maske kullanmasında düşüş yaşandığına dikkat çeken Yiyit, “Gribal enfeksiyonlar bu yıl yeniden olma ihtimali var. İkisi bir ortada olacağı için bunu ayırt etmemiz fazlaca güç olacak. Bilhassa riskli kümenin grip aşılarını olmaları gerekecek” diye konuştu.
Corona virüse karşı maske, aralık üzere tedbirlerin uygulanmaması durumunda sürecin olumsuz bir eğilim göstereceğini lisana getiren Yiyit, şöyleki devam etti:
“Ya tesirli bir ilaç süratlice dünya üzerinde kullanıma geçer ya da süratlice toplumu aşılarız bunlardan biri olursa pandeminin sonu gelebilir. Ben umutlu bir yol yürüdüğümüzü düşünüyorum. Bu virüsü denetimsiz yakalayan yahut temas eden insanların birçoğunun öyküsünün ağır bakımda yahut morgda bittiğini unutmayalım.”
“AŞILANMA SURATI ARTMALI”
Yeni olayda 30 binli sayıların görüldüğünü hatırlatan Yiyit, “Vakaların devasa yükseklikte olduğu geçmiş dalgaların 30 binli sayılarını göz önünden geçirelim o tarihlerde neredeyse ağır bakımlarımız dolma sinyallerini veriyordu. Bu dalgada 30 binli sayısı yaşıyoruz lakin ağır bakım, Covid servislerimiz dolu değil. Aşının tesiriyle yürüyoruz” formunda konuştu.
Mevt sayılarını aşağı düşürmenin yolu olarak eksik aşısı olan her insanın aşılarını tamamlaması gerektiğini söyleyen Yiyit, “Okulların açılmasıyla bir arada daha genç yaş kümesinde olayların arttığını biliyoruz. Aşılanma süratimizi arttırabilirsek Covid’i mevsimsel bir hastalığa döndürebiliriz” değerlendirmesini yaptı.
“BİLİM KONSEYİ YÜZ YÜZE EĞİTİMDEN YANA”
Artan olay sayıları ve yüz yüze eğitime ait değerlendirmelerde bulunan Yiyit, Bilim Konseyi’nin yüz yüze eğitimden yana olduğunu belirtti.
Yapılan çalışmalara nazaran, yüzde 70’ten çok çocuğun virüsü meskenlerinden okula getirdiğini söyleyen Yiyit, ” Eğitim tekrar hiç sekteye uğramasın çocuklarımız sıralarından yoksun kalmasın istiyorsak bunun birinci yolu konutlarda bulaşıcılığı engellemek. Benim ailelerden en büyük isteğim, çocukları okula gidiyorsa lütfen konuttaki herkes aşılarını yaptırsın” dedi.
HADİSELERİN ÜÇTE BİRİ ÇOCUK
Türkiye’de olayların 3’te birinin çocuk yaş kümesinde çıktığını ama ağır bakıma fazlaca büyük yansıması olmadığını belirten Yiyit, bu dalgayı çocukların epeyce ağır geçirmediğini söylemiş oldu.
Prof. Dr. Yiyit kelamlarını şöyle devam etti:
“Özellikle üniversite gençliğinden aşı konusunda bize takviye olmalarını istirham ediyorum. tekrar sahne sanatları izleyicisiz kalsın istemiyorsak, futbolseverler tribünler boş kalsın, okullar çocuk sesinden yoksun kalsın istemiyorsak ve hiç kimse artık konutuna ekmek getirip getiremeyeceğim üzere bir soru işaretine yürümek istemiyorsa, iş yerlerimiz daima açık kalsın istiyorsak bu işin yolu aşikâr.”
Yiyit, yakın vakitte bir kısıtlamanın gelip gelmeyeceğine ait, “Şu an için beklemiyoruz bu biçimde bir plan bu biçimde bir öngörü yok. Yasaklar değil, ahenktir süreci belirleyen biz ne kadar yasak getirirsek getirelim bir ahenk yoksa o yasaklar yalnızca yazıldığı yerde kalır” tabirlerini kullandı.
Maske kullanmasının azalmasıyla üst teneffüs yolu enfeksiyonlarının da bir daha kendisini göstermeye başladığını belirten Yiyit, “Maske nasıl bizi corona virüsten koruyorsa aslında bütün viral enfeksiyonlardan koruyor” dedi.
Son periyotta maske kullanmasında düşüş yaşandığına dikkat çeken Yiyit, “Gribal enfeksiyonlar bu yıl yeniden olma ihtimali var. İkisi bir ortada olacağı için bunu ayırt etmemiz fazlaca güç olacak. Bilhassa riskli kümenin grip aşılarını olmaları gerekecek” diye konuştu.
Corona virüse karşı maske, aralık üzere tedbirlerin uygulanmaması durumunda sürecin olumsuz bir eğilim göstereceğini lisana getiren Yiyit, şöyleki devam etti:
“Ya tesirli bir ilaç süratlice dünya üzerinde kullanıma geçer ya da süratlice toplumu aşılarız bunlardan biri olursa pandeminin sonu gelebilir. Ben umutlu bir yol yürüdüğümüzü düşünüyorum. Bu virüsü denetimsiz yakalayan yahut temas eden insanların birçoğunun öyküsünün ağır bakımda yahut morgda bittiğini unutmayalım.”
“AŞILANMA SURATI ARTMALI”
Yeni olayda 30 binli sayıların görüldüğünü hatırlatan Yiyit, “Vakaların devasa yükseklikte olduğu geçmiş dalgaların 30 binli sayılarını göz önünden geçirelim o tarihlerde neredeyse ağır bakımlarımız dolma sinyallerini veriyordu. Bu dalgada 30 binli sayısı yaşıyoruz lakin ağır bakım, Covid servislerimiz dolu değil. Aşının tesiriyle yürüyoruz” formunda konuştu.
Mevt sayılarını aşağı düşürmenin yolu olarak eksik aşısı olan her insanın aşılarını tamamlaması gerektiğini söyleyen Yiyit, “Okulların açılmasıyla bir arada daha genç yaş kümesinde olayların arttığını biliyoruz. Aşılanma süratimizi arttırabilirsek Covid’i mevsimsel bir hastalığa döndürebiliriz” değerlendirmesini yaptı.
“BİLİM KONSEYİ YÜZ YÜZE EĞİTİMDEN YANA”
Artan olay sayıları ve yüz yüze eğitime ait değerlendirmelerde bulunan Yiyit, Bilim Konseyi’nin yüz yüze eğitimden yana olduğunu belirtti.
Yapılan çalışmalara nazaran, yüzde 70’ten çok çocuğun virüsü meskenlerinden okula getirdiğini söyleyen Yiyit, ” Eğitim tekrar hiç sekteye uğramasın çocuklarımız sıralarından yoksun kalmasın istiyorsak bunun birinci yolu konutlarda bulaşıcılığı engellemek. Benim ailelerden en büyük isteğim, çocukları okula gidiyorsa lütfen konuttaki herkes aşılarını yaptırsın” dedi.
HADİSELERİN ÜÇTE BİRİ ÇOCUK
Türkiye’de olayların 3’te birinin çocuk yaş kümesinde çıktığını ama ağır bakıma fazlaca büyük yansıması olmadığını belirten Yiyit, bu dalgayı çocukların epeyce ağır geçirmediğini söylemiş oldu.
Prof. Dr. Yiyit kelamlarını şöyle devam etti:
“Özellikle üniversite gençliğinden aşı konusunda bize takviye olmalarını istirham ediyorum. tekrar sahne sanatları izleyicisiz kalsın istemiyorsak, futbolseverler tribünler boş kalsın, okullar çocuk sesinden yoksun kalsın istemiyorsak ve hiç kimse artık konutuna ekmek getirip getiremeyeceğim üzere bir soru işaretine yürümek istemiyorsa, iş yerlerimiz daima açık kalsın istiyorsak bu işin yolu aşikâr.”
Yiyit, yakın vakitte bir kısıtlamanın gelip gelmeyeceğine ait, “Şu an için beklemiyoruz bu biçimde bir plan bu biçimde bir öngörü yok. Yasaklar değil, ahenktir süreci belirleyen biz ne kadar yasak getirirsek getirelim bir ahenk yoksa o yasaklar yalnızca yazıldığı yerde kalır” tabirlerini kullandı.