Aşırı zayıf kaç kilo ?

Gulus

New member
**Aşırı Zayıf Kaç Kilo?

**Bir Arkadaşımın Hikayesi Üzerinden Aşırı Zayıflık Hakkında Düşünceler…**

Bugün sizlerle, bir arkadaşımın yaşadığı gerçek bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. Belki de çoğunuz, çevrenizde birine bu tarz bir şey söylediğinizde ne kadar büyük bir etkisi olabileceğini fark etmemişsinizdir. Bu yazı, hem erkeklerin çözüm odaklı, stratejik bakış açılarını, hem de kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımlarını çok net bir şekilde ortaya koyuyor.

---

**Hikayenin Başlangıcı: "Beni Anlamıyorlar"**

Bir sabah, kahve içmek için buluştuğum arkadaşım Zeynep'in yüzünde tanıdık bir hüzün vardı. Onunla sıkça buluşurduk ama bu seferki halini hemen fark ettim. Yüzü solgundu, gözleri ise hiç olmadığı kadar derin ve boş bakıyordu. Zeynep, yıllardır birlikte çalıştığımız bir iş arkadaşıydı, ama son zamanlarda fiziksel görünüşüyle ilgili yaşadığı sorunlar beni çok düşündürmeye başlamıştı.

“Bana bakınca ne görüyorsun?” diye sordu birdenbire, kahvesini karıştırırken. Benim biraz şaşkın bakışlarım karşısında devam etti:

“Zayıf olduğumu biliyorum. Ama o kadar zayıfım ki, bazen bu haliyle bile aynada kendimi görmek istemiyorum.”

Bunu söylerken, gülümsemesinin arkasında bir hüzün vardı. Zeynep’in, ne kadar ince olduğunu biliyordum, fakat onun gibi enerjik ve güçlü birinin böyle bir sorunu olduğuna inanmak gerçekten zordu.

---

**Erkekler ve Çözüm Odaklı Yaklaşımlar: "Kilo Almalısın!"**

Zeynep’in kendini bu kadar kötü hissettiğini öğrenince, biz erkekler genellikle, “Bunu çözmelisin,” tarzı bir yaklaşım benimseriz. Hemen çözüm arayışına gireriz. Zeynep’in yaşadığı duygusal çöküntüleri biraz da olsa rahatlatabilmek adına, ona tavsiyeler vermeye başladım:

“Bak Zeynep, bu durumu değiştirmek çok zor değil. Günde üç ana öğün, dört ara öğün yediğin takdirde kilo alırsın. Proteini artır, karbonhidratı yavaşça devreye sok. Spor salonuna yazıl, güçlendirici egzersizler yap…”

Bu sırada Zeynep sadece kafasını salladı. Çözüm önerilerimi duymasına rağmen, fiziksel görünüşünden kaynaklanan bu içsel savaşın, sadece dışarıdan bakarak çözülemeyeceğini düşündüm. Ama ne yazık ki, erkekler bazen çok doğrudan ve çözüm odaklı yaklaşıyoruz. Hızla sonuç almak istiyoruz, duygusal yanları göz ardı edebiliyoruz.

---

**Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımları: "Duygularını Anlıyorum"**

O sırada, Zeynep'in yakın arkadaşı Ayşe yanımıza geldi. Ayşe, Zeynep’in yaşadığı bu sorunla ilgili oldukça hassastı. Ayşe, Zeynep’in yaşadığı içsel mücadeleyi anlamıştı. Zeynep'in kolları incelmiş, yüzü iyice solmuştu. Ayşe, Zeynep’e doğru dönerek şöyle dedi:

“Biliyorum, seni anlamak zor, ama sana da söylemek istediğim bir şey var. Kilo almak, yalnızca yemek yemekle ilgili değil. Senin yaşadığın bu zayıflık, fiziksel değil, daha çok duygusal bir şey. Herkes sana ‘Kilo al’ dediğinde, bu sana baskı gibi geliyor, değil mi?”

Zeynep, bir süre sessiz kaldı. Sonra derin bir nefes alarak, “Evet, Ayşe. Ama herkes sürekli bunu söylüyor ve ben kendimi değersiz hissediyorum. Bedenim yeterince büyük değil, bu yüzden insanlar bana hep, ‘Sen çok zayıfsın, bir şeyler yapmalısın,’ diyorlar.”

Ayşe, Zeynep’in elini nazikçe tuttu ve “Bunu hissetmen çok doğal. Ama bedenin bir yansıması, senin kimliğin değil. Kilo almak, yalnızca dışarıdan bakıldığında önemli. İçsel olarak güçlü olman, bedensel sağlığını ihmal etmeden nasıl hissettiğini önemsemek lazım. Senin gibi biri için doğru olanı bulmak, başkalarının söylediklerinden çok daha fazlasıdır,” dedi.

---

**Bedeninle Barış: “Önemli Olan Ne Hissettiğindir”**

Ayşe’nin söylediklerinden sonra, Zeynep biraz daha rahatlamış gibi görünüyordu. Sonra Ayşe, “Sana bir önerim var. Bir süre, sadece kendin için yapabileceğin bir şeyler düşün. Bu, sadece kilo almak ya da vermek değil; duygusal olarak da kendini en iyi hissettiğin hale gelmek anlamına geliyor,” dedi.

Zeynep’in gözleri hafifçe parlamıştı. “Bunu nasıl yapabilirim ki?” diye sordu.

“İlk başta, kendine karşı daha şefkatli olmalısın. Kendini olduğun gibi kabul et ve kendi bedenine saygı göster. Dışarıdan gelen baskıları, duygusal olarak almamaya çalış. Bu süreçte, kilo almak da bir hedef olabilir, ama öncelikle duygusal olarak kendini daha güçlü hissetmelisin,” diye yanıtladı Ayşe.

Zeynep’in suratındaki ifade, tüm gün boyunca gördüğüm en derin gülümsemeydi. Bu kadar basit bir öneri, Zeynep’e bir umut ışığı sunmuştu. Artık ne kilo alması gerektiği, ne de fiziksel görünümleri hakkında konuşulacak kadar kaygılanmıyordu. Önemli olan, kendini iyi hissetmesiydi.

---

**Sonuç: Zayıflık ve Toplumun Beklentileri**

Zeynep’in hikayesi, zayıf olmanın sadece bir fiziksel durum olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir yansıma olduğunu gösteriyor. Herkesin dış görünüşe verdiği önemin bir sonucu olarak, zayıf olmak da bazen toplum tarafından olumsuz bir şekilde algılanabiliyor. Ancak bu durumda olan bir kişinin, sadece kilo alması ya da vücut ölçülerini değiştirmesi yeterli değildir. Bedenini tanımalı, ona saygı göstermeli ve dışarıdan gelen baskılarla değil, içsel huzurla hareket etmelidir.

Erkeklerin çözüm odaklı, stratejik bakış açıları ve kadınların empatik yaklaşımları, aslında birbirini dengeleyen iki önemli tavırdır. Fakat, her bireyin yolculuğu kendine özeldir. Bu yolculukta, duygusal dengeyi bulmak, dışarıdaki baskılardan daha önemli bir hedef olmalıdır.

Zeynep’in yaşadığı duygusal yolculuk, pek çok kişi için aynı şekilde geçerli olabilir. Kendini sev, kendine değer ver ve dışarıdaki seslerden önce, içsel huzurunu dinle.